 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1991/4163
K. 1991/5339
T. 7.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : HUMK.nun 533. maddesinin 1. fıkrasında, hakem kararlarının ancak bu maddede sayılan hallerde Yargıtay'ca bozulabileceği belirtilmiştir. Bu maddede tahdidi şekilde gösterilmiş sebepler dışında bozulması mümkün değildir. Ancak, kamu düzeni ne aykırılık halinde 533. Maddede sayılanlar dışındaki sebeplerle hakem kararı bozulabilir.
(1086 s. HUMK. m. 533)
Davacı A..... İnşaat A.Ş. ile davalı İski-İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen Hakem Kumlu tarafından verilen 17.6.1991 tarihli kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve dosya İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 30.7.1991 tarih ve 1991/596 sayılı yazı ile gönderilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, hakemde açtığı dava ile taraflar arasında 22.7.1988 tarihinde yapılan sözleşmeyle İstanbul Kanalizasyon Projesi Üsküdar ÖnArıtma Tesisi İnşaat Elektrik Mekanik işlerinin yapımını üstlendiklerini, davalının tutumu nedeniyle süre uzatımına gidildiğini ve müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, toplam 505.820.565 liranın davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı İdare vekilleri cevabında, proje tasdiklerinin gecikmesinde müvekkillerinin kusuru bulunmadığını, davacının zemin araştırması yapmakla yükümlü olduğunu, avans ödemeleri için gecikme zammı isteminin bir dayanağı bulunmadığını ileri sürerek haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Hakemlerce ekseriyetle verilen kararla 284.732.116 TL.lık kısmın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hakem kararı, davalı idare vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekillerinin temyiz istemi hakem kararına ilişkindir.
Yasa koyucu hakem kararlarının temyizi ile ilgili olarak özel bir düzenleme getirmiş bulunmaktadır. Bu cümleden olarak HUMK.nun 533. Maddesinin 1. fıkrasında, hakem kararlarının ancak bu maddede sayılan hallerde Yargıtay'ca bozulabileceği belirtilerek, bunlarda dört bent halinde gösterilmiştir. Bu sebeple hakem kararları ancak anılan maddedeki hususlardan birinin varlığı halinde bozulabilir. Başka bir deyişle, bu maddede tahdidi şekilde gösterilmiş olan sebepler dışında hakem kararının bozulması mümkün değildir. Ancak, kamu düzenine aykırılık halinde 533. maddede sayılanlar dışındaki sebeplerle hakem kararı bozulabilir.
23.10.1972 gün ve 2/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de değinildiği gibi, (Bkz., Resmi Gazete, 18.12.1972 gün ve 14395 sayı; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları Hukuk Bölümü, C: 5, Sh. 601 vd.) akit serbestisinin bir sonucu olarak Borçlar Kanununun 19 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 516. maddesi uyarınca gerçek veya tüzel kişilerin kamu düzeni ile ilgili olmayan uyuşmazlıklarının çözümünde hakem yoluna gitmeleri ve bu konuda tahkim sözleşmesi yapmaları mümkündür. Bu yola gidilmesindeki amaç da uyuşmazlıkların biran önce çözümlenmesidir. Zira, yasa koyucu hakemlerin ilk toplantılarından itibaren altı ay içinde karar vermeye mecbur olduklarını (HUMK. md. 529) vurgulamış ve ayrıca en çabuk şekilde sonuca ulaşılabilmesi için hakemlere diledikleri yargılama usulüne seçme imkanı tanımıştır (HUMK. md. 523).
Bu nedenle, mahkeme kararlarında olduğu gibi hakem kararlarında da, maddi ve şekli hukuk yönünden ve hakkaniyet ilkelerine değinilmek suretiyle Yargıtay'ın geniş bir inceleme yapma yetkisi bulunmamaktadır. Yasa koyucu hakem kararlarındaki temyiz incelemesini dar bir alana inhisar ettirmiş ve sadece yukarıda sözü edilen maddedeki sayılan halleri bozma nedeni olarak saymıştır. Aksine düşünülseydi o zaman hakem kararları için özel bir düzenleme yapılmasına gerek bulunmaz ve sadece HUMK.nun 428. maddesine yollama yapılmakla yetinilirdi.
Şu halde, hakem kararlarının anılan madde kapsamı içinde temyiz incelemesinin yapılması gerekmektedir. Nitekim, Dairemizin içtihatlarıda bu doğrultuda (Bkz. Y. 15. HD., 13.11.1972 gün ve 68/212; 12.11.1973 gün ve 143/222; 28.12.1973 gün ve 379/425 sayılı kararlar) olduğu gibi Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin (29.1.1980 gün ve 10780/991 sayılı kararı, Bkz. YKD., 1980, Sayı: 8, Sh. 1086-1087), 13. Hukuk Dairesi'nin (16.4.1974 gün ve 439/923 sayılı kararı, Bkz., YKD., 1977, Sayı: 6, Sh. 833-835) ve 11. Hukuk (Ticaret) Dairesi'nin (27.6.1957 gün ve 1816, 16.6.1964 gün ve 1805-13676; 14.6.1971 gün ve 1899 sayılı kararları) kararları da bu doğrultuda bulunmaktadır.
Yukarda yapılan bu açıklamalara göre davalı vekillerinin temyiz isteminin HUMK.nun 533. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığından temyiz itirazlarının reddi ile hakem kararının (ONANMASINA), bakiye 6.405.900 lira ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 7.11.1991 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Taraflar arasındaki sözleşmenin hakem Şartıyla ilgili 67. maddesinde, "hakemlerin meseleyi Türk yasalarını ve sözleşme koşullarını uygulamak suretiyle" halledecekleri kabul edilmiştir. bu durumda Yargıtay incelemesi esnasında işin esasına girilmesi gerekmektedir. Dairemizin 26.2.1985 gün ve 1984/4288 esas ve 1985/652 sayılı kararı da bu yoldadır.
Bu nedenle, temyiz incelemesinin HUMK.nun 533. maddesinde sayılan hususlara hasredilerek kararın onanması yerinde olmadığından sayın çoğunluğun kararına muhalifim.
İhsan ULUSOY
Üye