 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E. 1991/3392
K. 1992/708
T. 18.2.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMU GÖREVLERİNDEN AYRILANLAR
ÖZET Davacı, 2531 sayılı Yasaya aykırı olarak hizmetinde bulunduğu İdareden görev alanıyla ilgili konuda iş almış bulunmaktadır. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme yasaya aykırı olduğundan bunun geçerliliğinden söz etmek mümkün değildir. Başka bir deyişle, bu sözleşme BK.nun 19. maddesi uyarınca geçersizdir.
(2531 s. KGAYİHK m. 2)
(818 s. BK. m. 19)
Taraflar arasındaki davanın, (Kayseri 5. Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 29.4.1991 tarih ve 508-236 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı idarece ihaleye çıkarılan ilkokul onarım işinin 2.8.1990 tarihli sözleşme ile müvekkilinin üstlendiğini, 14.9.1990 tarihinde işin tamamlanarak teslim edildiği halde davalının iş bedelini ödemediğini belirterek, 10.389.622 TL.nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı idare vekili cevabında, davacının Bayındırlık ve Iskan Müdürlüğü'nde görevli iken 12.3.1990 tarihinde emekliye ayrıldığını, 2531 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca görevden ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hizmetinde bulunduğu Kurumdan iş alamayacağı için sözleşmenin geçersiz olduğunu ve bu nedenle kendisine ödeme yapılamayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanılan deliller ve tesbit dosyası dayanak yapılarak, davacının onarım işini tamamlayarak teslim ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 2.8.1990 tarihinde yapılan sözleşme ile davacının Koca-Sinan İlçesi Eski Ömerler Köyü İlkokul onarım işini üstlendiği ve 14.9.1990 tarihinde onarımı tamamladığı, kendisine iş bedelinin ödenmediği konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, davacının 1.9.1969 ve 12.3.1990 tarihleri arasında Kayseri Bayındırlık İskan Müdürlüğü'nde yevmiyeli personel olarak çalıştığı ve inşaat sürveyanı görevinde bulunduğunda da uyuşmazlık yoktur.
2531 sayılı "Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 2. maddesinde aynen; "1. madde kapsamına giren yerlerdeki görevlerden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar " denilmek suretiyle hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Davacı yukarıda sözü edilen yasaya aykırı olarak hizmetinde bulunduğu idareden görev alanıyla ilgili konuda iş almış bulunmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme yasaya aykırı olduğundan bunun geçerliliğinden söz etmek mümkün değildir. Başka bir deyişle bu sözleşme Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca geçersizdir.
Taraflar arasındaki sözleşme yasaya aykırılığı nedeniyle geçersiz olmakla beraber, davacının geçersiz bu sözleşme ile üstlendiği onarım işini tamamladığı ve davalı idareye teslim ettiği de sabittir. 0 halde hukuki muamele geçersiz olduğuna göre davacı ancak sebepsiz iktisap hükümlerine göre davalıdan talepte bulunabilecektir.
Bu durumda davalının BK.nun 61. maddesinin 1. fıkrasına göre, davacı aleyhine haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi iade etmesi gerektiğinden, işin yapıldığı tarih, itibariyle davacının yaptığı iş nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceği miktar işin maliyeti olup ayrıca kar isteyemeyeceğinden talep de gözetilerek bilirkişilerden bu konuda alınacak rapora göre hüküm kurulması gerekirken geçersiz sözleşmeye itibar edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan, davacının teslim tarihinden itibaren faiz istemi de kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysa davadan önceki bir tarihten itibaren temerrüt faizine hükmolunabilmesi için davalının temerrüde düşürülmüş olması icap eder. Davalı 23.10.1990 tarihli yazı ile ödeme yapılmayacağını belirtmekle bu tarihte temerrüde düşmüş olduğu halde, 14.9.1990 teslim tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı idare yararına (BOZULMASINA), 18.2.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.