 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/969
K: 1990/3678
T: 01.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın ... Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 16.1.1990 tarih ve 431-2 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş olmakla gereği görüşüldü:
KARAR : 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm ve davacılar vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklamaktadır. Davalıların imzasını taşıyan ve geçerli olan 25.1.1984 günlü sözleşmenin 19. maddesinde binanın tüm pencelerelerinin panjur yapılacağı kabul edilmiştir. Buna rağmen davalıların salon penceresine teknik imkansızlık nedeniyle panjur yapmadığı anlaşılmıştır. Bu imkansızlık sözleşmenin geçersizliğini gerektirmemektedir. Anılan panjur eksikliğinden dolayı davacıların 1.338.700 TL. alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile saptanmıştı. Davalılar sözleşme ile bağlı olmalarına ve solan penceresine panjur yapmamış bulunmaları sebebiyle davacılara 1.338.700 TL. borçlu olduklarının kabulü gereklidir. Bu yönün kararda nazarı itibare alınmaması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3) Davacılar dava dilekçelerinde yararlarına hükmedilecek miktara banka iskonto faizi üzerinden faiz yürütülmesini de istemişledir. Oysa mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Davalılar müteahhit olup tacir niteliğindedir. Türk Ticaret Kanunu'nun 21. maddesine göre taraflardan biri için ticari olan iş, diğer tarfa için de ticari sayılır. 3095 sayılı Yasa'nın 2/3. fıkrasında ticari işlerde temerrüt faizinin reeskont faiz oranına göre istenebileceği açıklanmıştır. Bu nedenlerle de davacılar yararına eksik faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
4) Mahkeme 5.4.1989 günlü bilirkişi raporunu esas alarak karar kurmuştur. Oysa bu rapora itiraz edildiğinden mahkemece itiraz gözetilerek yeniden rapor alınması yoluna gidilmiş ve 31.10.1989 günlü bilirkişi raporu alınmıştır. Daha sonra bu rapora da itiraz edildiğinden bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişilerden H.A. 5.12.1989 günlü, diğer iki bilirkişi Y.T. ve M.T. de 18.12.1989 günlü raporlarını vermişlerdir. Mahkeme itiraz edilen 5.4.1989 günlü rapor üzerine tekrar rapor alınmasını kararlaştırdığına göre bu raporun hükme yeterli olmadığını kabul etmiş sayılır. Buna rağmen yeterli olmadığı sonucuna varılan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi de kabul biçimi bakımından yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 2, 3 ve 4 nolu bendlerde gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, 1. bendde yazılı sebeplerle davacıların sair ve davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, kendilerini duruşmada vekille temsil ettiren davacılar yararına 24.800 TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 1.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.