 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/5808
K: 1991/2432
T: 09.05.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Nallıhan Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen (...) hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı idare vekili, davalının yaptığı işten dolayı kendisine 88/13181 sayılı kararnamenin yanlış yorumlanması sonucunda 30.843.179 liranın fazla ödendiğini ileri sürürek davalıdan tasilini talep ve dava etmiş, davalı vekili cevabında yanlış uygulama bulunmadığınını savunmuş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının ihtiyacı bulunan 40.000 adet tahkimat kafesinin teknik resim ve teknik şartname uyarınca yapımı işi davalının 4.8.1988 tarihli sipariş mektubunun kabulüyle davalıya verilmiştir. Davalı bu işi Genel Şartname ve teknik resim esaslarına göre yapmayı üstlenmiştir. Bilahare kabul edilen 88/13181 sayılı kararnameden istifade etmek isteyen davalı müddeti içinde davacı idareye başvurmuş, talep idarece kabul edilerek davalıya fiyat farkı ödenmiştir. Bu yüzden davacı idare hatalı ödeme bulunduğunu ileri sürerek istirdanını istemektedir.
Taraflarca uyulması kabul edilen Genel Şartnamenin 24.6.maddesinde fiyatların sabit olacağı belirtilmiş olup kararnamelerin uygulanacağına dair bir kayıt yer almamaktadır. Taraflar arasındaki ilişki 8/505, 8/2574 ve 84/8921 sayılı karanamelerin yürürlüğünden sonra kurulmuştur. Davalının üstlendiği iş 1988 yılının ikinci yarısında başlamış ve aynı dönemde sona ermiştir. O halde uygulama yılını aşmayan işler için fiyat farkı ödenmesi mümkün değildir. Kaldı ki yukarıda sözü edilen Genel Şartnamenin 24.6.maddesine göre davalının (bu miktar malı temin etmiş olduğu kabul edildiğinden) ve bu hüküm HUMK.nun 287. maddesi uyarınca yazılı bir delil sözleşmesi niteliğinde bulunduğundan davalının fiyat farklarından istifadesi mümkün olmayıp davacı idarenin ödemesi hataya müstenit olmaktadır.
O halde dava edilen miktarda da ihtilaf olmadığından mahkemece, istenen miktarın davalının temerrüde düştüğü tarih araştırılarak o tarihten itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken kararnameye yanlış anlam verilerek davanın reddedilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı idare yararına BOZULMASINA, (...) 9.5.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.