 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/5501
K: 1990/5957
T: 28.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı üçüncü kişi M. Kazım ç ile davalılar Alacaklı 1-MEPTAŞ Manisalı Evransal Paz. Tic. A.Ş., Borçlu 2-CE-SAN Tarım Ürünleri Gıda San. ve Tic. A.Ş. arasında çıkan davadan dolayı İzmir 2. İcra Tetkik Mercii Hakimliğince verilen (...) hükmü onayan Dairemizin 16.10.1990 gün ve 1990/2691/4077 sayılı ilamı aleyhinde davacı 3 kişi vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Alacaklı Meptaş Manisalı Evrensal Paz. ve Tic. A.Ş. tarafından borçlu Cesan Tarım Ürünleri ve Gıda San. Tic. A.Ş. aleyhine 1.11.1988 günlü ihtiyati haciz kararına dayanılarak 2.11.1988'de takip başlatılmış, menfi tespit davası ise 3.11.1988 tarihinde açılmıştır. Mahkemece 4.11.1988'de "takibin tedbiren durdurulmasına" karar verilirken, öngörülen teminat 3. şahıs Kazım Ç. adına Egebenk'ça düzenlenmiş 15.750.000 liralık banka mektubu olarak ibraz edilmiştir. İhtiyaci tedbir kararı itiraz üzerine mahkemece 6.12.1988 tarihinde kaldırılmış, 4.1.1989 tarihinde de asıl alacağa mahsuben bu teminat mektubu üzerine icra müdürlüğünce haciz konulmasına karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinin 3. fıkrası uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına değil, tedbir yoluyla ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmesine karar verilebilir. Bu takdirde mahkemece öngörülen teminat, ödemenin geç yapılmasından ötürü doğacak alacaklı zararını karşılamak içindir. Aynı maddenin 4. fıkrası hükmüne göre de dava alacaklı lehine sonuçlandığı takdirde,alacaklını uğradığı zararın aynı davada takdir ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda ödenmemesine karar verilmiş bir para bulunmadığı gibi, mahkemece de takdir ve tayin edilmiş bir zarar bulunmamaktadır. Kaldı ki,mahiyeti itibariyle taahhüt edilen işin ifa edilmemesi halinde tevellüt eden zararı tekeffül amacıyla verilen mektubun asıl alacak için haczi de mümkün değildir. Buna göre istihkak davasının reddine dair merci kararı usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekir iken, bu kararın onanmasına dair Dairemizin 16.10.1990 gün ve 2691-4077 sayılı kararı yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteğinin kabulüyle, Dairemizin 16.10.1989 gün ve 2691-4077 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mercii kararının davacı yararına BOZULMASINA, (...) 28.12.1990 gününde oybirilğiyle karar verildi.