 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/5496
K: 1991/1723
T: 02.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Adana Asliye 4. Hukuk Hakimliği'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 4.5.1988 tarihli dava dilekçesinde özetle; kendisine ait inşaattaki bodrumlu bağımsız bölümü davalı bankaya sattığını ve davalı bankanın halen Adana Şubesi olarak kullanıldığı bodrumlu asma katı da satın aldığını, 10.1.1986 tarihli "Düzenleme suretiyle satış vaadi ve istisna sözleşmesi" ile bu taşınmazı 18 ay içinde teslim edileceğinin hükme bağlandığını, bu sürenin 31.7.1987 tarihinde son bulduğunu iddia ederek, tahliye tarihine kadar işleyecek aylık ecrimisil talep etmek haklarını mahfuz tutarak, müdahalenin men'i ile on aylık ecrimisil tutarı 40.000.000 TL. tahsiline, ihtar tarihinden itibaren temerrüt faizini, masraf ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, 23.5.1988 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle, dava peşin harcının tamamlattırılmasını, şubenin dava ehliyeti olmadığını, belge ve kanıtların kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, yanıt verme ve kanıt gösterme haklarını saklı tuttuklarını davacı yanın sözleşmeden kaynaklanan vecibelerini yerine getirmediğini, sattığı bağımsız bölümleri sözleşmede öngörülen durum ve koşulları içerir bir duruma getirip bankaya teslim etmediğini, teslim tarihinden itibaren davacıya satılan yerin teslimi için en az 18 ay geçmesi gerektiğini savunarak, dayanaksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkeme, tarafların kanıtlarını topladı, tanıklarını dinledi, bilirkişi incelemesi yaptı ve davanın açıldığı 9.5.1988 tarihinde davacının sattığı taşınmazı sözleşmede öngörülen durum ve koşullara getirmediğini ve davalı bankanın da davacıya sattığı taşınmazın teslimi için, gerekli sürenin dolmadığını davacının ecrimisil istemeye hakkı olmadığını, ancak davalının da iyiniyet kurallarına göre hareket ettiğinden söz edilemeyeceğini kabulle davacının ecrimisil isteminin reddine, davalı bankanın da davacıya ait taşınmaza el atmasının önlenmesine, karar vermiştir.
Mahkeme hükmünü, taraflar vekilleri temyiz etmişlerdir.
1 - (...)
2 - Taraflar arasında Noter aracılığı ile ve düzenleme şeklinde yapmış oldukları " TAŞINMAZ SATI VAADİ ve İSTİSNA SÖZLEŞMESİ" ile davaya konu olan taşınmazları karşılıklı olarak birbirlerine satmayı kararlaştırmışlardır.
Sözleşmenin 3. maddesi hükmü gereğince davacı yan davalı yana sattığı taşınmazı 31.1.1986 tarihinde elektrik ve su tesisatları döşenmiş ve sıvaları tamamlanmış olarak teslim edecektir.
Davalı banka da bu taşınmazı şubesi olarak kullanılabilecek şekilde tefriş ettikten ve şube binaya nakledildikten sonra satmış olduğu taşınmazı davacı yana boş olarak teslim edecektir. Bu zaman zarfında davalı bankada kira vs. ad altında herhangi bir talepte bulunulmayacaktır. Ancak banka bu nakil işlemini taşınmazın kendisine tesliminden en geç 18 ay içerisinde yapmayı kabul etmiştir. Taşınmazın iskan ruhsatı da davacı yanca alınacaktır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin bu maddesi hükümlerinde kaynaklanmaktadır.
Davacı yan söz konusu maddedeki edimlerini yerine getirdiğini iddia etmesine karşın davalı yan da davacı yanın edimlerini yerine getirmediğini ve maddede öngörülen 18 aylık sürenin başlamadığını savunmaktadır.
Davalı bankanın istemi üzerine Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce yapılan tesbit sonucu alınan ve dosyada bulunan bilirkişi raporu içeriğine, davacı yanca gösterilen tanık beyanlarına ve mahkemenin kabulüne göre, davacı yan sözleşmenin 3. maddesi hükmü gereği olarak yüklenmiş olduğu edimlerini yerine getirmediği ve belirlenen 31.1.1986 tarihinde de davalı bankaya satmış olduğu taşınmazı teslim etmediği; ancak davacı yanın yararına yapılacak yorumla bile sözleşmenin 3. maddesi hükmünde öngörüldüğü biçimde eksikliklerin 1987 senesi Haziran ayında giderildiği sonucuna varılmaktadır.
Hatta, yine mahkeme karar gerekçesinin bir yerinde aynen "ancak dava açıldıktan sonra bahse konu yerdeki eksikliklerin tamamının giderildiği ve davalının kabulüne hazır hale geldiği belirlenmiştir" demek suretiyle, davanın açıldığı 9.5.1988 tarihinde bile davacının sözleşmenin 3. maddesinde öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği kabul edilmektedir.
Kaldı ki, sözleşmenin 3. maddesi hükmü ile davalı bankaya satılan taşınmazın teslim tarihinden itibaren, davacı yana satılan taşınmazın teslimi için 18 aylık bir süre de tanınmıştır.
Bu sürenin de davalı bankayla satılan taşınmazın teslim tarihine eklenmesi suretiyle davacı yana satılan taşınmazın teslim tarihinin belirlenmesi gerekmektedir.
Böylece, davacı yana satılan taşınmazın teslim tarihi 1989 senesine sarkmaktadır.
Her davanın, açıldığı tarihte saptanan durumun hükme esas alınması gerekir. (İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 28.11.1956 gün ve E.15 K.15 sayılı kararı)
Bu durumda mahkemece, davanın tümden reddedilmesi gerekirken, noksan inceleme ve yanlış değerlendirme sonucunda yazılı şekilde kısmen kabul ve kısmen reddedilmesi, usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, 2. bentte yazılı sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA- 2.4.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.