 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/5429
K: 1991/1239
T: 14.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce görülerek reddine dair verilen 10.03.1989 tarih ve 492 - 211 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat Mustafa Karabacak ile davalı vekili avukat Fevzi Çığırgan gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vakit darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili kurum ile davalı şirket arasında, 300 ton miktarında ve 525.000.000 lira değerinde antimuan cevherinin, davalı şirketin tesislerinde fason olarak işlenip metal hale getirilmesi ve bu hizmetine karşılık davalıya, işlediği cevherin % 50 sinin bırakılması için anlaşma yapıldığını, 1.1.1985 yılında yürürlüğe giren 3065 sayılı KDV.ne göre yaptırılan fason işlemine karşılık ödemesi gereken (52.500.000) liralık vergiyi müvekkilinin ödediğini, davalının ise, kurum tarafından kendisine bırakılan cevher için müvekkiline ödemesi gereken bu miktar parayı ödemediğini belirterek, tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava vekili,
Davacı kurumun 1985 yılında müvekkili şirkete fatura keserek KDV. uygulaması yapması gerektiği halde faturanın düzenlenmediğini, süresi geçtikten sonra düzenlenen faturanın geçerli olamıyacağını müvekkili şirketin indirim hakkını kullanmasının engellendiğini, bu nedenle faturaya itiraz edildiğini, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının hizmet arası ve mal tesliminin olduğu vergi döneminde, kendisine düşen yasal yükümlülük ve sorumluluklarının yerine getirdiği, kendisine düşen faturasını düzenlediği, davacının ise vergi yükümlüsü olarak zamanında fatura düzenlemediği, bu durumdan davalının sorumlu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı kurum vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazı ve belgelere, 21.11.1988 günlü bilirkişi raporuna göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz istemlerinin reddi,
2- Davalı tarafından, davacıya işlenen cevherden fason ücreti olarak alınan miktar için davalı şirket fatura kesmiş, alınması gereken KDV. davacıdan alınarak vergi dairesine yatırılmış, davacının ise aynı şekilde davalı şirkete bıraktığı maden için fatura keserek, mal bedeli üzerinden davalı şirketten KDV. tahsil edip vergi dairesine yatırması gerekirken bu işlemi yapmamış olduğundan vergi dairesine karşı sorumludur. Ancak, 21.11.1988 günlü bilirkişiler kurulu raporunda da açıklandığı üzere, V.U.K.nun 232. Maddesi'ne göre 1. ve 2. sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler sattıkları mal veya yaptıkları işler için fatura vermek, 1. ve 2. sınıf tüccarlar da fatura istemek ve almak zorundadırlar. Bu itibarla, taraflar fatura verilmesi ve fatura istenmesi konusunda eşit oranda sorumluluk taşımaktadırlar. B.K.nun 44/1. Maddesi uyarınca, mutazarrır olan taraf zarara razı olduğu yahut kendisinin fiili zararın ihdasına veya zararın tezayüdüne yardım ettiği ve zararı yapan şahsın hal ve mevkini ağırlaştırdığı takdirde hakim zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilir.
Olayımızda davacı, davalıdan tahsil edip vergi dairesine yatırılması gereken parayı kendisi ödemek zorunda kalmış ve bir zarara uğramıştır. Davalının, zamanında fatura istememek suretiyle davacı zararından % 50 oranında sorumlu tutulması açıklanan yasa hükümlerine uygun düşmektedir.
O halde, davacının vergi dairesine ödediği miktarın yarısının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın tümden reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz isteklerinin reddine 2 nolu bentte yazılı nedenlerle, hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, 24.800 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.