 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/5113
K: 1990/5899
T: 25.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Eskişehir Asliye 3. Hukuk Hakimliği'nce görülerek reddine dair verilen (...) hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, vekili; müvekkilinin davalıya yaptırdığı inşaatın sözleşme ve projesine aykırı bulunması nedeniyle iskan ruhsatının alınamadığını, bu yüzden binanın kiraya verilemediğini ileri sürerek 6.11.1981 den iskan ruhsatının alınabildiği 6.11.1986 tarihine kadar toplam 1.068.800 lira tutan kira bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre 6.11.1981 ile 6.11.1986 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan 774.518 liranın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; davacının imar affı için müracaatta bir gecikmesi varsa bunun saptanarak olayda Borçlar Kanunu'nun 98 ve 44. maddelerinin uygulanması gereği vurgulanarak karar bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın anahtarın daha evvel davacının vekiline teslim olunduğundan bahisle davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Karar bu defa davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi Daire'mizin bozma kararı sadece imar affı için müracaat süresiyle ilgili olup diğer yönler kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının af kanunundan yararlanıp ilgili yere müracaatla bir an önce iskan raporunun alınması için gerekli girişimi yapıp yapmadığı değerlendirilmelidir. Dosyada mevcut delillere göre davacının ilk af yasasının çıktığı 16.3.1983'ten çok sonra müracaatta bulunduğu anlaşıldığına göre bu tarihten sonra oluşan zararını istemesi mümkün değildir. Zira zararın artmasına kendisi neden olmuştur. Anahtarın daha önce teslim alındığı hususuna gelince; bu konu bozma kapsamı dışında olduğu gibi esasen anahtar teslim edilse dahi iskan ruhsatı alınmayan bir yerin kiraya verilmesi mümkün olmadığından, kaldı ki dosyadaki şahit ifadelerinden dava konusu yerin kiraya verilip gelir temin edildiği de iddia ve ispatlanamadığından mahkemenin buna ilişkin gerekçesi de yerinde değildir.
Davacının açtığı ilk davada 6.11.1981'e kadar tazminata hükmedilmiş ve kesinleşmiştir. Davacı bu tarihten sonra ancak İmar Yasası'nın çıktığı 16.3.1983 tarihine kadar tazminat talebinde bulunabilir. Bundan sonraki gecikmelerde kendisinin kusuru vardır. Bu nedenle mahkemece 6.11.1981 ile 16.3.1983 tarihleri arasındaki zarar hesaplanarak bu miktara hükmedilmesi gerekirken bozmaya yanlış anlam verilerek delillerin yanlış takdiri sonucunda davanın tümden reddedilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (...) 25.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.