 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/4236
K: 1990/5238
T: 03.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Fatih İcra Tetkik Mercii Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Temyiz olunan kararın tarihi 11.7.1990 günüdür. 16.7.1981 tarihli 2494 sayılı Kanunla değiştirilen H.U.M.K.nun 438. maddesi gereğince duruşma yapılması için tebligat gideri ödenmediğinden temyiz eden davacılar vekilinin bu konuya ilişkin isteği dikkate alınmamıştır.
1 - Haczin davacılardan Huriye A.'na ait evde yapıldığı alacaklı tarafından da kabul edilmektedir. Ancak borçlunun bir kısım eşyalarını buraya kaçırdığı ve bir süredir kendisinin de burada kaldığı ileri sürülmektedir. Gösterilen davalı tanıkları bu olguyu doğrulamışlar ise de borçlunun getirdiği eşyaları belirleyen bir beyanda bulunamamışlardır. Davacılar tarafından haciz zaptında cinsleri belirtilen bir kısım eşyalar için tarihleri eski yıllara ait faturalar ibraz edilmiştir. Tensip kararında düşünülmesine rağmen yapılan keşifte faturalarda yazılı bulunan mallar ile mahcuz malların aynı mallar olup olmadığı belirlenmemiştir.
2 - Telefon haczi; PTT İdaresinin işletmesi ve mülkiyeti altında bulunan telefon tesisinden aboneye sağlanan konuşma hakkının, hukuki niteliği itibariyle intifa hakkının haczi suretiyle yerine getirilir. İ.İ.K.nun 94/ilk maddesi hükmünce haciz işlemi hacze konu hakka icra müdürlüğünce el konulması suretiyle yapılır. Sadece telefon apareyinin fiilen haczi elkoyma bakımından yeterli sayılamaz. intifaın kısıtlanması ve devrin önlenmesi bakımından tesisin malik ve işletmecisi PTT. İdaresine durumun bildirilmesi ve haczin kaydına işlettirilmesi şarttır. Somut olayda bu lazimenin yerine getirildiğine dair yazılara dosyasında rastlanılmamıştır. Usule uygun haczin varlığından söz edilemeyeceğine göre istihkak iddia ve davasının olabilmesi düşünülemez. Bu nedenle telefon hakkındaki davanın dinlenilmesi olanağı bulunmadığından reddi gerekir. Kaldı ki, tesisindenberi davacı adına ve davacıya ait evde bulunan telefonun, kısa süre önce bu eve sığındığı ileri sürülen borçluya aidiyetinin kabulünde de isabet bulunmamıştır.
Noksan inceleme ve isabetsiz değerlendirmeyle verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 3.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.