 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/4123
K: 1990/5350
T: 06.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Denizli 3. Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı tarafından borçlu Ahmet Ö. hakkında 10.11.1982 tanzim ve 14.3.1983 vade tarihli senede dayanılarak 1. İcra Dairesinin 983//1259 Esas sayılı dosyasında 900.000 TL. alacak için yapılan icra takibi kesinleşmiş ve borçlunun malvarlığı ollan 666 parsel ile 247 parseldeki 1/5 payın diğer davalı Mustafa Ö.'e devredilmiş olması nedeniyle 4.4.1983 tarihinde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 983/128 Esas sayılı dosyasında tasarrufun iptali istenilmiş ve daha sonra aynı borçludan 10.8.1982 tanzim ve 5.6.1983 vade tarihli 500.000 TL. alacak için 2. İcra Dairresinin 984/1789 Esasında kayıtlı dosyadaki takibi kesinleşen alacak için aynı davalılar hakkında Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 10.5.1985 tarihinde açıla niptal istemine ilişkin dava dosyaları birleştirilerek her iki dava 985/152 Esas sayılı dosya üzerinden rüyet edilmiş ve mahkemece 983/128 sayılı dosyaya konu alacağın tasarruf tarihinde doğmamış olduğu gerekçesi ile bu dava reddedilmiş ve 985/152 sayılı dosya için alacağın 666 parsel ile karşılanması mümkün bulunduğundan yalnız 666 parsele ait davanın kabulüne ve tapunun iptali ile borçlu adına yazılmasına, diğer 247 parsel hakkındaki isteğin reddine dair verilen karar davacı ve davalılarca temyiz edilmiştir.
1) (...)
2) Tasarrufun iptali davaları, borçlanan bir şahsın daha sonra yaptığı tasarruflarla borcunu ödeyemeyecek derecede malvarlığını azaltması halinde, yapılan bu tasarrufların alacaklıya karşı geçersiz sayılması ve temlike konu malın, borçlunun malvarlığına iade edilmeden o mal üzerinden icra takibi ile alacağın tahsiline imkan veren ve takip hukuku içinde yer alan şahsi bir davadır. (İ.İ.K. mad.283).
İcra ve İflas Kanununun 277. maddesi hükmünce borçlu hakkında kesin veya geçici aciz belgesi alınması, iptal davası açmanın önkoşuludur.
Ancak, davaya konu takibe dayalı bu belgenin davanın devamı sırasında alınması halinde dava koşulu gerçekleşmiş olacağından önceden açılmış bulunan davanın görülmesine ve kabulüne engel kalmayacağı hususu Dairemizin yerleşmiş içtihadıdır.
Davaya konu olayda, borçlu hakkında yapılan 83/1259 sayılı takibin dayanağı 900.000 TL. alacak 10.11.1982 tanzim tarihli senetle doğmuş olup, borçlunun bu tarihten sonra 8.3.1983 günü malik olduğu 666 parselin tamamını ve 247 parseldeki 1/5 payını diğer davalıya gerçek değerinden çok düşük bir bedelle devir ettiği anlaşılmaktadır. 4.4.1983 tarihinde açılan iptal davası, aynı taraflar arasındaki ve 984/1789 sayılı icra takibine dayanılarak açılan 985/152 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir. Nitekim bu dosyada varlığı mahkemece kabul edilen, alacaklının borçlu hakkında aldığı 10.5.1985 tarihli aciz belgesi ile birleşen dosyadaki dava önkoşulu gerçekleşmiş olup, borcun doğumu da tasarruf tarihinden önce bulunmasına göre birleştirilen 983/128 sayılı davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır.
3 - Borçlunun yaptığı tasarrufların iptali, gayrimenkul kaydının tashihine mahal olmadan o gayrimenkul üzerinden alacağın tahsiline imkan sağlar (İ.İ.K. mad. 283). Buna göre mahkemece tasarrufa konu malın tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesi yasaya aykırıdır.
4 - İcra takibinde borca yeter miktarda malın haczi İcra Müdürlüğünün yetki ve görevindedir. Mahkemenin tasarrufa konu taşınmazlardan birinin borca yeter olduğundan bahisle davaya konu 247 parsel hakkındaki tasarrufun iptali isteğinin reddedilmesi isabetsiz ve bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle davalıların temyiz itirazlarının reddine, 2. ve müteakip bentlerde yazılı nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 6.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.