 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/2477
K: 1990/3059
T: 22.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mehmet K. ile 1 - Ö. Lütfi K. 2 - Hatice K. arasında çıkan davadan dolayı Antalya Asliye 3. Hukuk Hakimliğince verilen, hükmü bozan Dairemizin 20.3.1990 gün ve 1989/3708-1990/1268 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili ile davalı Ö.Lütfi K. vekili taraflarından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş, olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı müteahhit Ö. Lütfi K.'nın kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapmakta olduğu inşaattan payına isabet edecek olan bir daireyi harici senetle davacıya satıp, bedelini tahsil ettiği ve inşaatın bitmesine rağmen daireyi teslim etmediği gibi, arsa sahibine verdiği talimatla tapusunu diğer davalı karısı adına intikal ettirdiği iddia ollunarak satın aldığı dairenin muvazaalı olarak davalı Hatice K. adına oluşturulan tapunun iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde dava tarihi itibariyle değeri olan 80.000.000 TL.nin tahsiline dair davacı tarafından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, dairenin harici senetle satışının hukuken geçersizliğinden bahisle, davacının ancak ödediği bedeli talebe hakkı bulunduğundan, satış bedeli olarak ödenen 4.000.000 TL.nın davalı Ö. Lütfi K'dan tahsili ve diğer davalı Hatice K. aleyhine açılan davanın reddi hakkında mahkemece verilen karar, davacının temizi üzerine Dairemizce, "müteahhidin davacıya daire satışı ile ilgili olarak düzenlenen harici sözleşme geçersiz ise de davacının uğradığı zararları talep ve dava etmesine engel değildir; anılan zarar nitelik itibariyle olumsuz zarar olup ifa tarihi itibariylne saptanıp ödetilmesi gerekmektedir" gerekçesi ile karar bozulmuş ve bu karar karşı her iki tarafça tashihi karar isteğinde bulunulmuştur.
Gerçekte, müteahhidin kat karşılığı yaptığı inşaattan, henüz tapusunu üzerine almadığı ve payına düşecek dairelerden birini satması; bir hakkın, diğer bir ifade ile alacağığn temliki niteliğindedir. BK. 163 maddesine göre alacağın temliki sözleşmelerinin yazılı olması geçerlik yönünden yeterlidir. O halde taraflar arasındaki sözleşmenin, bir hakkın temliki yönünden geçerli ve hukuki sonuç doğurduğu gözetilmeden, akdin taşınmaz mal satışı şeklinde nitelendirilerek geçersizliğinin kabulü yanlıştır.
Davalı müteahhit kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yaptığı inşaatta doğan şahsi haknkının devrine icabet etmemiş ve bu hakkının karısı diğer davalıya tapuda intikalini sağlayarak geçerli sözleşme hükmüne uymamış ve diğer davalının da muvazaaya katılmış olduğu anlaşılmakta ise de davacının davadan önce satıcı davalıya keşide ettiği 19.8.1988 tarihli ihtarında edimini ifadan kaçınan davalıdan temlik konusu hakkın kaim bedelini talep etmekle BK. 106. maddeye göre tercihini bedele hasrettiğinden, davada aynen ifaya yönelik talebi haklı görülemez. Bu itibarla temlik konusu hakkın dava tarihi itibariyle değeri saptanarak davalı Ö. Lütfi K.'dan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
Dairemizin bozma gerekçesi bu yönde değiştirilmek üzere davacının tashihi karar isteği haklı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davacının karar tashihi isteği Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/4. maddesine uygun görülmekle kabulüne ve Dairemizin 20.3.1990 tarih 1989/3708-1990/1268 sayılı bozma kararının gerekçesinin değiştirilmesine, 22.6.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.