Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/2371
K: 1990/3561
T: 25.09.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, (Banaz Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 28.12.1989 tarih ve 246/639 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı, dava dışı borçlu İrfan hakkında yaptığı takipte borçlunun haczi kabil malı bulunamadığını ve mal kaçırma amacıyla davalıya geçirdiği 970; 240 ve 16 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile borçlu adına tescilini istemiştir.
Davalı cevabında, aynı konu hakkıda Banaz Sulh Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada 1985/384 esas ve 1988/171 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği ve henüz kesinleşmediğinden derdestlik itirazında bulunduğunu bu sebeple bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini ve esas yönündende istem yasaya aykırı olduğundan davanın reddini dilemiştir.
Mahkeme; 970 ve 240 parsellerle ilgili davanın kanıtlanamadığından reddine, 16 parselin Uşak'da bulunduğundan bu parsel yönünden de yetkisizlik kararı vermiş ve hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İ.İ. Yasasına dayanan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerçekten Banaz Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19885/384 esas, 1988/171 karar sayılı davası 15.6.1988 tarihinde görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinde reddine karar verilmiş ve bu karar taraflara tebliğ edilmediği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemenin birinci davanın görevden reddi kararı kesinleşinceye kadar süresinde yapılan derdestlik ilk itirazı hakkında bir karar vermemesi gerekir. 1. davanın görevden reddi kararı kesinleşince bu davaya bakan mahkeme derdestlik ilk itirazının reddine karar verir. Buna karşılık Yargıtay, sulh hukuk görevsizlik kararını bozarsa ve mahkeme bu bozma kararına uyarsa bununla sulh hukuk mahkemesindeki davanın derdest olduğu anlaşılacağından ikinci bir davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesinin derdestlik ilk itirazının kabulüne ve asliye hukuk mahkemesindeki bu davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir. Sulh hukuk mahkemesindeki davanın derdest olmadığı kesinleşme sonucunda anlaşılırsa o takdirde sonradan asliye hukuk mahkemesinde açılan bu davanın 20.6.1988 tarihinde dava harcı verilerek ikame olunduğuna göre davaya devam edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek derdestlik ilk itirazı hakkında açıklanan yönde bir karar vermeden görevsizlik kararı vermesi yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır. (HGK.nun 23.10.1981 T., 14/2171/686 ve 15. HD.nin 17.10.1989 T., 1989/2051-4294 sayılı kararları).
2 - İptal davasını elinde muvakkat veya kat'i aciz vesikası bulunan alacaklı açabilir (İİK. m. 277). Bu yön dava şartı olup hakim görevi gereği re'sen gözetmek zorundadır. Davacı dosyaya böyle bir belge ibraz etmemiştir. Öyleyse mahkeme davacıya borçlu hakkında muvakkat veya kati aciz belgesi varsa ibraz ettirmesi yoksa ilgili icra dosyasını tetkik ederek böyle bir belge olup olmadığını araştırması ve hasıl olacak sounca uygun bir karar vermesi gerekirken eksik incelemeye yazılı biçimde karar verilmesi yasaya aykırıdır.
3 - İptal davası borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler ve onların mirasçıları hakkında açılır (İİK. m. 282). Oysa, davada borçluya husumet yöneltilmemiştir. Mahkemece husumetin borçluya da yöneltilerek ve tebligat yapılarak taraf teşkilinden sonra bir karar verilmesi gerekirken bu kural da gözardı edilerek yazılı şekilde karar kurulması yasaya aykırıdır.
4 - Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde eder. Ve davanın konusu taşınmaz ise davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK. m. 283). Böylece bu dava, konusunu teşkil eden taşınmazın aynı ile ilgili olmadığından HUMK.nun 13. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu yön gözden kaçırılarak görevsizlik kararı verilmesi yasaya aykırıdır ve karar bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan 1., 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.9.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini