 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1990/1470
K: 1990/5935
T: 27.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Zeytinburnu 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nce görülerek reddine dair verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı ile yaptıkları anlaşma gereğince davalıya teslim olunan kumaşların dikilerek iade olunduğunu, ancak bir kısım malların ayıplı çıkması üzerine davalıya 6.7.1988 tarihli irsaliye ile iade olunduğunu, bu yüzden zarara uğradıklarını ileri sürerek 15.000.000 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevabında, sözkonusu irsaliye ile mal iadesi yapılmadığını, iddianın yersiz olduğunu, davacının kendilerine borçlu olup bu konuda icra takibinde bulunduklarını, bir kısım malların hapis hakkı olarak ellerinde tutulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; malların iadesi davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık 6.7.1988 tarihli irsaliyede belirtilen malların davacı tarafından davalıya iade olunup olunmadığı hususundan kaynaklanmaktadır. İrsaliye üzerinde davalının malları teslim aldığına ilişkin bir beyan ve imzası bulunmadığı, gibi imzadan imtina edildiğine dair bir yazı da yoktur. Teslimle ilgili olarak şahit dinlenmesi mümkün ise de taraflar arasındaki ilişkide teslimler tümüyle belgeye bağlandığına göre bir kısım malların teslimi hakkında da belge düzenlenmesi oluşan teamülün gereğidir. Bu nedenle 6.7.1988 tarihli irsaliyedeki malların iadesi hususunda şahit dinlenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Ne varki, davacı yanca davalı elinde bulunan malları tespiti yapılmış ve mitarı belirtilmemekle beraber davalı yedinde bir miktar işlemiş emtianın varlığı saptanmıştır. Tespite giden bilirkişi, raporunda bu miktarı açıklamamış, sadece ihtisası olmadığını yolunda mütalaa bildirmiştir. Davalı dahi elinde bir miktar eşyanın 237 parça varlığını kabul etmektedir. 19.6.1989 tarihli oturumdaki beyanı. Bu durumda mahkemece yapılan tahkikat eksik kalmış, karar vermeye yeterli bulunmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, tespit raporunu veren bilirkişiden ek rapor alanarak tespit mahallinde kaç parça eşyanın bulunduğu belirlenmek, bu yolda bir neticeye varılamıyorsa; davacı dava dilekçesinde her türlü delil demek suretiyle yemin beyyinesine dayandığından iade konusunda davacının davalıya yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılarak eşya mitarı tespit olunmak, duruma göre iade zamanı ve eşyadaki ayıp veya gizli ayıp durumları ve iddiaları üzerinde inceleme yapılmak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu konular üzerinde durulmadan ve eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 27.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.