 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1989/2993
K: 1989/1911
T: 13.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul 7. Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) Davacı yapımını üstlendiği inşaattan 2. bodrum katta yapılan keşifle (2) numaralı bağımsız bölüm olduğu anlaşılan dairenin kendisine bırakıldığını ileri sürerek bağımsız bölümün kendi adına tesbitiyle tesciline karar verilmesini istemiştir. Gerçekten noter önünde re'sen düzenlenen 6.1.1982 tarihli ek sözleşmesinin 4. maddesinde davacının yapacağı tadilat projesiyle 3. bodrum inşaatını yapacağı, böylece 2. bodrumda doğacak boş sahada inşa edeceği yeni daireyi bağımsız bölüm olarak tadilat projesine göre ikmal edeceği bu ek daireye diğer dairelerden hisse vermek suretiyle adına tahsis edileceği yazılıdır. Sözleşmenin bu hükmü davalı arsa sahiplerini bağlayıcı niteliktedir. Nitekim davaya konu edilen bağımsız bölüm irtifaklandırılmış ve tapuya bağımsız bölüm şeklinde tescil edilmiştir. Ne var ki, dosya içinde bulunan tapu kayıtlarından dava konusu bağımsız bölümün davanın açılmasından bir gün sonra Handan K. isimli üçüncü şahsa devir ve ferağ edildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacı Murat A.'in Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 186. maddesi hükmü gereğince davaya konu edilen dairenin davadan sonra başka kişilere ferağ edildiğinin sübutu halinde seçimlik hakkı sorulup tesbit etmek, ortaya çıkacak duruma göre anılan bağımsız bölümün davacı ve karşı davalıya verilmesi gerektiği üzerinde durularak ve sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
Mahkemenin bu yönleri gözetmeksizin esas davanın reddiyle karşılık davanın kabulü yolunda hüküm kurması yanlıştır.
2) Karşı dava ile davaya konu bağımsız bölümün tescili talep edildiği halde istek aşılarak dairenin tümünü davalılar ve karşılık davacılar Gülten ve Nurten H. adlarına tesciline karar verilmesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi hükmüne aykırıdır.
SONUÇ : Yukarda (1.) ve (2.) bendlerde yazılı nedenlerle hükmün davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, 13.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.