 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1989/261
K: 1989/585
T: 14.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara 4. Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) Yüklenici Ali Y. vekilinin mahkemenin 19.10.1988 tarihli kararına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle anılan hükmün onanmasına,
2) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle, Yüce Divanın 13.4.1982 gün ve 1981/1 esas, 1982/2g sayılı kararı ile davaya konu edilen işlem ve eylemler bakımından davalıların kesin olarak mahkumiyetlerine karar verilmiş olup maddi olgu açısından bu karar B.K.nun 53. maddesi hükmü gereğince hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bulunmasına, davacının uğradığı zarar mahkemece tüm iddia ve savunmalar ile, ilgili belgeler esas alınarak bu işte yetenekli olan bilirkişiler aracılığı ile tesbit edilmiş ve tarafların itirazları alınan ek raporda teknik yönlere ilişkin gerekçe ve bulgularla değerlendirilmiş olup mahkemece aynen benimsenmiş olmasında usul ve yasaya aykırılıktan söz edilemeyeceğine; inşaatın bugünkü aşamasında dava kalemleri yönünden mahallinde yapılacak bir incelemenin sonucu etkilemeyeceğine; öte yandan, davalılar isnat edilen ve mahkumiyetle sonuçlanan suçlara ait TCK. 102/4 maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi davalıların ihzarı, sorguları ve tevkkifleri vd. işlemler gözönünde tutulduğu takdirde aynı kanunun 104/2 madde hükme gereğince, yukarda sözü edilen zamanaşımı süresinin yarısının ilavesi ile 7,5 seneye ulaşacağından, 22.1.1985 tarihinde açılan işbu davada B.K. 60. maddesinde yollama yapılan ceza zamanaşımı süresinin olayda gerçekleşmemiş olmasına göre, davalıların bütün, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3) Davaya konu edilen iş Eşrefpaşa Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi inşaatıyla ilgilidir. TTK.nun 12/3. maddesi hükmü gereğince her türlü imal ve inşaat ticari işletme niteliğinde olup aynı Kanunun 21/D2. maddesinde taraflardan yalnız biri icin ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğer taraf için de ticari iş sayılacağı öngörülmüştür. Öte yandan, ticari bir işletmeyi ilgilendiren veya ticari bir işletmeden doğmuş olan alacaklar hakkında TTK.nun 1461. madde hükmünün uygulanması ve bu doğrultuda olmak üzere aynı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasındaki miktardan fazla mahalli banka iskonto oranı mevcutsa, temerrüt faizinin bu oran üzerinde hükmedilmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihadları da bu yöndedir. (YHGK. 17.12.1986 tarih ve 985/11-383 E. 986/1099 K.)
Somut olayda, davacı davaya konu edilen alacağa banka iskonto oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını istediğine göre, yukarda açıklanan yasal hükümler karşısında alacağın banka iskonto faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere yasal faizle yetinilmesi yanlıştır.
SONUÇ: yukarda 1. bentte açıklanan sebepten dolayı davalılardan Ali. Y vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin 19.10.1988 tarihli karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyel anılan hükmün ONANMASINA, 2. bentte yazılı nedenlerle Ali Y. dışında kalan diğer davalılar vekillerinin bütün, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 3. bentte yazılı nedenlerle hükmün davacı Kurum yararına BOZULMASINA, 14.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.