 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1988/4461
K: 1989/2129
T: 27.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 15.12.1987 tarih ve 75-338 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle taraflar arasındaki sözleşme başlangıçtan beri geçersiz bulunsa dahi herkes verdiğini geri almak hakkına sahip bulunduğundan davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Üzerinde inşaat yapılacak arsanın 2 B SİT alanı içinde bulunduğunu ve bu nedenle sözleşmede öngörülen inşaatın yapılmasının mümkün olmadığı belediyenin cevabı yazılarından ve mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu'nun 20. maddesi hükmü gereğince, bir akdin konusu gayri mümkün bulunması halinde bu akit geçersizdir. Bunun gibi aynı Kanunun 19. madde hükmüne göre bir akdin konusu ancak kanunun gösterdiği sınırlar dairesinde serbestçe tayin edilebilir. Somut olayda inşaat yapılacak yerin SİT alanı içinde bulunduğundan işin başından beri olanaksızlık durumu itibariyle sözleşmenin yerine getirilebilmesi mümkün olmadığı gibi taraflardan biri bu inşaatın yapılması konusunda diğer tarafı zorlamak hakkınada sahip değildir. Çünkü imar mevzuatı kamu düzeniyle ilgili olup buna aykırı davranışlar cezai ve hukuki yaptırımlarla önlenmiştir. Diğer bir deyimle, olayda olduğu gibi sözleşmenin ifası konusunda taraflardan biri diğer tarafı suç işlemeye zorlayamaz.
Öte yandan tedbirli bir işadamı sıfatıyla davacı yüklenici SİT alanına giren arsa üzerinde sözleşmede yazılı inşaatı yapamıyacağını bilmek durumundadır. O halde imar mevzuatına aykırı sözleşmeyi imza etmekte kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Sözleşme yapıldığı tarihte bile geçersiz batıl olduğuna göre buna bağlı tüm koşullarda geçersiz olacağından davacı sözleşmeye dayanarak cezai şartın ödetilmesini isteyemez.
Mahkemenin bu yönü gözetmeksizin sözleşmede öngörülen cezai şarta hükmetmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bendde yazılı nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ikinci bendde yazılı nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 11.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, istekleri halinde ödedikleri temyiz peşin harçlarının temyiz eden davalılara iadesine 27.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.