 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1988/4401
K: 1989/814
T: 27.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Altındağ İcra Tetkik Mercii Hakimliğince görülerek kararda belirtilen gerekçelere binaen verilen 23.9.1988 tarih ve 202-339 sayılı hükmün istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davaya konu mahcuz Anadol marka 1983 model kamyonet trafikte davalı borçlu üzerine kayıtlı ise de davalı borçlu, davalı ve karşı davacı alacaklıya karşı suç işlemiş olup bu suçtan dolayı davalı borçlu ceza mahkemesinin 17.10.1984 tarihli kararı ile mahkum olmuş ve davalı karşı davacı alacaklı tarafından 16.1.1985 tarihinde, mahkumiyet kararına dayanılarak hukuk mahkemesinde tazminat davası açılmış ve bu dava da sonuçlanarak davalı borçlunun tazminat ödemesine karar verilmiştir. Takip de bu alacakla ilgili olarak yapılmıştır. Davalı borçlu mahkumiyet kararından hemen sonra 2.11.1984 tarihinde karısına davaya konu aracı satması için vekalet vermiş, karısı da 16.11.1985 tarihinde açılan tazminat davasından sonra 13.2.1985 tarihinde noter seneti ile aracı, davacı ve karşı davalı 3. kişi'ye satış tarihine göre gerçek değerinden düşük olarak 500.000 TL. sına satmıştır. Ayrıca dosya içeriğinden davacı karşı davalı 3. kişi şirket kurucusu ile davalı borçlunun komşuluk ilişkileri bulunduğu ve bu nedenle de davalı borçlunun çocuklarının davacı ve karşı davalı 3. kişinin şirketinde çalıştıkları ve dava konusu aracın da bu çocuklardan Satılmış'ın elinde ve borçlu evi önünde haczedilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda İ.İ.Kanun 278. maddesinin 3. fıkrasının 2. benti hükmü gereğince davalı borçlu ile davacı ve karşı davalı şirket arasındaki satışın bağış niteliğinde olmasına, davacı ve karşı davalı şirket kurucusunun da davalı borçlunun yukarıda açıklanan durumunu bilerek davaya konu aracı satın almış bulunmasına göre, davacı ve karşı davalı 3. kişi şirketin istihkak davasının reddine, davalı ve karşı davacı alacaklı tarafından usulüne uygun olarak açılmış bulunan iptal davasının kabulü ile tasarrufun alacak miktarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davalı ve karşı davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün davalı ve karşı davacı alacaklı yararına BOZULMASINA 27.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.