 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1988/3829
K: 1989/2654
T: 05.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Borçluya isnat olunamayan haller nedeniyle borcun ifası imkansızlaşırsa borç söner. bu suretle borcu yerine getirmekten kurtulan borçlu davacının, almış olduğu şeyi geri vermesi ve yapmış olduğu işin bedeli ile teminatını geri alması gerekir.
Taraflar arasındaki davanın Adana Asliye 3. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
1 - (...)
KARAR : 2 - Davacı Şirket 20.11.1978 tarihli sözleşme ile yapımını üstlendiği inşaatı sonradan düzenlenen 25.4.1979 tarihli ek sözleşme hükümleri dairesinde ikmal etmeyi kabul etmiştir. Ek sözleşmenin ekonomik baskı altında ve ikrah ile yapıldığı usulen isbat edilemediği gibi olayda fiyat zammını gerektirecek şekilde Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile B.K.nun 365/2. maddesinde yer alan maddi ve hukuki koşullar da olayda gerçekleşmemiştir. Ne var ki, davacı şirket vekili 1979 yılında inşaatın bulunduğu Nusaybin'de anarşik olayların ve baskıların üst düzeye ulaştığını, davalı nezdinde yaptığı tüm girişimlerin sonuç vermediğini, gerek işçi hareketleri gerek çeşitli fraksiyonların etkisiyle işe devam edemediğini ileri sürmüştür. Gerçekten davacının davalıya gönderdiği 14.9.1979 tarihli yazı ile 21.9.1979 tarih ve 22095 sayılı Noter ihtarnamesinde sözü edilen eylemleri bildirerek güvenlik önlemlerinin alınmasnı istemiş olup davalı birliğin 5.10.1979 tarih ve 3014/740 sayılı cevabi yazısında, birlikçe yapılacak bir işlem olmadığı bildirilmiş; davacının, 24.1.1980 tarihinde C. Savcılığına yaptığı başvuru da sonuç vermemiştir. Bunun üzerine davacının 24.7.1979 tarihinden sonra işi durdurduğu dosyada mevcut belgelerden anlaşılmaktadır.
Dinlenen tanıklar inşaatın başlamasından sonra özellikle 1979 yılının ilk aylarında inşaatın engellendiğini, davacının Belediye Başkanına ve Kaymakama müracatta bulunduğunu, yerli halktan işçi alınmasının önerilmesine ve yerli işçi alınmasına rağmen çeşitli fraksiyonların devreye girdiğini, 1979 yılı Haziran ayında anarşik olayların en üst düzeye ulaştığını ve şantiyeye silahlı baskı yapılarak işçilerin çalıştırılmadığını, birbirini tamamlar şekilde beyanda bulunmuşlardır.
Görülüyor ki davacı şirketin 20.11.1978 tarihli sözleşmede sahip olduğu bir çok haklardan 25.4.1979 tarihli ek sözleşme ile feragat ederek iyiniyetle işe devam etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerle işi durdurmak zorunda kalmıştır. B.K.nun 117/1. maddesi hükmü gereğince borçluya isnat olunamayan haller nedeniyle borcun ifası mümkün olmadığı takdirde, borç söner sakıt olur. Somut olayda taraflar arasındaki sözleşme karşılıklı edimleri içerdiğinden, bu suretle borcu yerine getirmekten kurtulan borçlu davalı, almış olduğu şeyleri geri vermesi ve yapmış olduğu işin bedeli ile teminatını geri alması gerekir.
Bu kusursuz imkansızlık karşısında mahkemece yapılacak iş, sözleşmenin feshi yerine tasfiyesi yoluna gitmek, bunun için her yönü ile tarafları bağlayıcı nitelikte olan 25.4.1979 tarihli ek sözleşme hükümleri esas alınarak davacı yüklenicinin alacağını saptamak, bundan ödemeler tutarı düşülmek, bakiye borcu ortaya çıktığı takdirde bunu teminatlarından karşılamak ve sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
SONUÇ : Yukarda 2. bentte yazılı nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 5.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.