 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1988/2592
K: 1989/1833
T: 10.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kadıköy Asliye 5. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı iş sahibi Kadıköy Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1982/765 esas sayılı dava dosyasında davalı yüklenicilerin kusurlarına dayanarak aktin feshine karar verilmesini istemiş olup yapılan duruşma sonunda kendisinin sözleşmeye aykırı davrandığı kabul edilerek davası reddedilmmiş ve temyiz aşamalarından geçerek hüküm kesinleşmiştir. Anılan mahkemenin bu kararı, fesihte davacının haksızlığını tesbit yönünden kesin hüküm oluşturmuştur. Bu kere davacı, cayma cezasını ödemek koşulu ile açtığı işbu davada haklı görülmüş ve ceza ile ödenen 180.000 liranın iadesi kaydıyla aktin feshine karar verilmiştir.
Hükme dayanak yapılan 26.6.1979 tarihli sözleşmenin 14. maddesinde "işbu mukavele şartlarına riayet etmeyen veya vazgeçen taraf, diğer tarafa cezai şart ve tazminat olarak 500.000 lirayı ayrıca ödemeyi kabul ve taahhüt ederler." Hükmü yazılıdır. Görülüyor ki sözü edilen ceza Borçlar Kanunun 158/son maddesinde düzenlenen dönme cezası niteliğindedir. Kural olarak, sözleşmesinde cezai şartı ödemek suretiyle taraflardan biri akitten dönebileceğinin kararlaştırılması tarafları bağlayıcı sonuçlar doğurur. Yine sözleşmesinde aksine hüküm bulunmayan hallerde taraflardan biri sözleşmeden cayan taraftan isbat edeceği miktarda cezayı aşan zararını istemeye hakkı vardır. (Borçlar Kanununun 159.m.) Ancak eser sözleşmelerinde uygulama olanağı bulunan ve bu açıdan özel hüküm niteliğini taşıyan Borçlar Kanunun 369. m. hükmü gereğince, iş sahibinin sözleşmeden cayması durumunda yüklenicinin yaptığı iş bedelinden başka uğradığı olumlu ve olumsuz olarak zararların en üst düzeyde ödemek zorundadır. Kuşku yoktur ki tarafların bu yasal hükme aykırı olarak yapacakları sözleşmeler de geçerlidir.
Somut olayda, yukarda sözü edilen sözleşmenin 14. maddesinde, cayma halinde tarafların uğrayacakları zararlar (ayrıca) demek suretiyle cayma cezasının dışında bırakılmıştır. O halde, davalının fesih nedeniyle uğrayacağı zararların ödenmesi durumunda, iş sahibinin her zaman sözleşmeden dönme haklarının varlığı kabul edilmelidir.
Tüm bu açıklamalar karşısında davalının uğradığını iddia ettiği zararlar için dava hakkı saklı kalmak üzere sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 10.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.