 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1988/2231
K: 1989/1062
T: 07.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kadıköy 4. Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki 8.12.1977 tarihli sözleşme ile 18.10.1982 tarihli ek sözleşmede davalının yapımını üstlendiği inşaatın süresi, temel üstü ruhsatının alındığı tarihten itibaren 36 aydır. Her ne kadar sözleşmede anılan ruhsatın 30.11.1982 tarihine kadar alınması öngörülmüş ise de, bu tarihin temerrüt için yeterli bir sebep sayılması olanaksızdır. Çünkü inşaat ruhsatı imar mevzuatı gereğince idari işlem sonucuna bağlı olduğundan bunun belli bir süre içinde alınması zorunluluğu müteahhide yükletilemez. Diğer bir deyimle, inşaat ruhsatının alınması idari formaliteler ve imar mevzuatından kaynaklanan gecikmelere uğraması mümkündür. Bundan da yüklenicinin sorumlu tutulması düşünülemez.
O halde mahkemece yapılacak iş, temel üstü ruhsatının alındığı tarihi belediyeden sormak suretiyle saptamak; bu tarihe, sözleşmede tanınan 36 aylık inşaat süresi eklenmek ve varsa davacının kusuruna bağlı gecikmeler ilave edilerek, böylece inşaatın ikmal ve teslim tarihi saptandıktan sonra dava tarihlerine gere bir gecikme varsa sözleşmede öngörülen ifaya eklenen cezadan davacılara isabet eden miktar ile teslim süresinin sona ermesine rağmen oturma izninin alınmamasından dolayı inşaatta mevcut hukuki ayıp nedeniyle davaya konu edilen değer farkının ödetilmesine karar vermek olmalıdır.
Aksi durumda, yani sözleşmeye konu edilen eser için esasen inşaat ruhsatının verilemeyeceğinin anlaşılması halinde, imar mevzuatının emredici hükümleri ve kamu düzeni ile ilgisi nedeniyle davalı, inşaatı yapmaya zorlanamayacağından davanın tümünün reddine karar verilmelidir.
Diğer bir durumda inşaat ruhsatının alınması mümkün olmakla beraber yüklenicinin ihmalinden kaynaklanan bir gecikmenin varlığından söz edilebilir. Burada inşaat ruhsatının objektif ölçüler içinde ne kadar zamanda alınabileceği bilirkişiler aracılığıyla tesbit edilmeli, bu sürenin bitiminden sonra 36 aylık inşaat süresine eğer varsa arsa sahiplerinin kusurlarından doğan gecikmeler de eklenmeli ve yukarıda açıklandığı üzere sonucuna uygun bir karar kurulmalıdır.
Mahkemenin bu yönleri incelemeksizin yazılı olduğu şekilde karar vermesi yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 7.3.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.