 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1988/1470
K: 1988/1534
T: 18.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, (Hayrabolu Sulh Hukuk Hâkimliği)nce görülerek mahkemece ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 15.7.1987 tarih ve 295-454 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasında akdedilen 26.7.1985 tarihli yazılı sözleşmeye göre, davacı kooperatifin harita ve kadastro mühendisliği ile ilgili işlerin yapımını davalı yüklenici üstlenmiştir.
Anılan sözleşmenin 10. maddesi "Anlaşmazlıklar" başlığını taşımakta ve aynen "projeci ile işveren arasında çıkacak anlaşmazlıklar, sulh yoluyla çözülemediği takdirde, taraflardan birinin isteği üzerine, projecinin meslek odasının atayacağı hakem tarafından çözülür. Hakem ücreti, avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanır ve davacı tarafından peşinen oda veznesine yatırılır. Sonunda karşı taraf haksız çıkarsa bu ücret ondan alınarak davacıya verilir" hükmü ile tahkim şartını içermektedir.
Madde metninden açıkca görüldüğü gibi taraflar, aralarında çıkacak uyuşumazlıkların çözülmesi için tahkim yolunu yani hakeme başvurmayı kararlaştırmışlardır. Anılan tahkim şartı HUMK.nun 516 ve 518. madde hükümlerince geçerli ve tarafları bağlayıcı niteliktedir. öyleyse taraflar, tahkim şartı bulunan sözleşmenin konusunda çıkan uyuşmazlıklar hakkında dava açmak isterlerse, tahkim yoluna (hakeme) başvurmak zorundadırlar, yani, davayı genel mahkemelerde değil, hakemlerde açabilirler. Buna rağmen, dava mahkemede açılırsa davalı tahkim itirazında bulunabilir (HUMK.520). Ancak, mahkeme re'sen görevsizlik kararı veremez.
Olayımızda, davalı yüklenici esasa cevap süresi içinde tahkim itirazını ileri sürmüştür. O halde, dava konusu uyuşmazlık hakkında bir tahkim şartı bulunduğu ve uyuşmazlığın çözümünün hakeme ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi ve davanın kabulü yolunda hüküm kurulması yanlıştır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.