Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2005/11960
K: 2006/516
T: 30.01.2006
ELATMANIN ÖNLENMESİ
PAYLI MÜLKİYET

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


İçtihat Özeti: Üzerinde bağımsız bölüm yapılan binada, kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kuruluncaya kadar paydaş olan kişilerin yararlanma ve kullanma haklarını mahkeme belirleyerek bir yararlanma ve kullanma projesi düzenlettirilmeli, taşınmaza el attığı ileri sürülen kişilerin hukuki durumlarını paydaşlarla olan ilişkilerine göre ortaya koymalı, bu projeye göre hangi bağımsız bölümün hangi malike ait olacağını adalete uygun olarak saptadıktan sonra oluşan sonuca göre elatmanın önlenmesi hakkında karar verilmelidir.
(4721 s. MK m. 693, 696, 697, 698, 699)
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hükmün; Dairemizin 17.10.2005 gün ve 2005/6921-9110 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar Yaşar vd. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, davalı kardeşi ile müşterek malik olduğu 42-43 parseller üzerine davalının rızası ile iyi niyetli olarak bina inşa ettiği halde davalının hissesi ile orantılı olmayacak şekilde kullanımı olduğunu belirterek TMK'nun 724. maddesi uyarıca davalıya ait hissenin iptali ile adına tescilini ve bir milyar TL (1000.00 YTL) ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Birleşen davada ise davacı Özcan; dava konusu binanın, davacı Muharrem ile birlikte ve maliki oldukları 42-43 parseller (özel parselasyona göre) üzerine inşa edildiğini, bağımsız bölümleri paylaştıklarını buna rağmen davalıların kendisine ait olan 5 ve 7 numaralı bağımsız bölümlere elattıklarını belirterek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davacı Muharrem ile birleşen dosyanın davalıları tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 17.10.2005 tarih 2005/6921 E.2005/9110 K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Şimdi ise aynı taraflarca karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
1- Davacı Muharrem'in karar düzeltme isteğinde ileri sürdüğü yönler yerel mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve dosya içeriği karşısında yerinde bulunmamış, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır. Davacının karar düzeltme dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar HUMK'nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymadığından davacı Muharrem'in karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2- Elatmanın önlenmesi davasındaki davalıların karar düzeltme istemine gelince;
TMK'nun 683.maddesi hükmünce; bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde kullanma yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Dava konusu taşınmazda Muharrem'in 248/16000, Özcan'ın ise 180/16000 payı bulunmaktadır. Taşınmazdan üzerindeki bina suretiyle yararlanılmaktadır. Bina, zemindeki arza bağlı bulunduğundan ve burada taraflar paydaş olduklarından TMK'nun 688. maddesi uyarınca; paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. TMK'nun 689. maddesince de paydaşlar, kendi aralarında anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda düzenleme yapabilirler. Şayet tarafların bu şekilde yaptıkları yazılı bir yararlanma ve kullanma sözleşmeleri yoksa yararlanma ve kullanmanın nasıl sürdürüleceğine ilişkin TMK'nun 693. maddesine bakmak gerekir.
Bilindiği üzere, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda paylı mülkiyet, Yasa'nın 688 ile 700. maddelerinde düzenlenmiş, düzenlemede, genellikle 1926 tarihli önceki yasa hükümleri dikkate alınmış, "Yönetim ve Tasarrufa" ilişkin bazı konularda açıklık sağlanmış, bu arada 693. madde ile de önceki yasadan farklı bir yasa hükmü getirilmiştir.
Sözü edilen maddede aynen "Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık halinde yararlanma ve kullanma şeklini hakim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir. Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşlara temsilen sağlayabilir" ifadelerine yer verilmiştir, önceki yasada bu maddeyi tam olarak karşılayan bir hüküm mevcut değildir. Özellikle, hükümet gerekçesinde değinildiği gibi, maddenin ikinci fıkrası ile paydaşlar arasında, paylı malı kullanma ve bu maldan yararlanma şekliyle ilgili olarak ortaya çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde hakimin yetkili olduğu, bu bölünmenin paylı malın kullanılmasının, zaman veya yer itibariyle bölünme biçiminde mümkün olacağı dile getirilmiştir.
Maddede hakime tanınan yetki, paylı malın yer itibariyle olduğu kadar, zaman bakımından da bölünebileceği esasına dayandırılmıştır.
Yasa'nın paylı mülkiyete ilişkin hükümleri bütün olarak incelendiğinde, 688. maddeden, 695. maddeye kadar, paylı taşınmazda yönetim, tasarruf, yararlanma, koruma, giderlere katılma ve bu konularda paydaşlarca verilen kararların etkisi düzenlenmiş, bu suretle paydaşların mülkiyet haklarını bir çekişmeye meydan vermeden, uyum ve düzen içerisinde kullanmaları amaçlanmıştır. Böyle bir amacın gerçekleşme olasılığı bulunmayan hallerde, sorunlu paydaş yönünden paydaşlıktan çıkarma (Md. 696, 697), nihayet paylı mülkiyetin sonra ermesi (Md. 698-699) düşünülmüştür. Görüldüğü üzere yasa koyucu, öncelikle, zorunlu paylı mülkiyet ilişkisinin ayakta tutulmasına özen göstermiş, paydaşlık ilişkisinin ve paydaşlığın sona erdirilmesini son çare olarak amaçlamıştır.
Yasa'nın bu amacı 693/2. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, mülkiyet çekişmesi ve sorunu olmayan paylı taşınmazlarda kullanma ve yararlanma biçimi yönünden hakimin müdahale zorunluluğu bulunduğu tartışmasızdır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 17.06.2004 tarih 2004/7170 E.7389 K.)
Gerçekten de bir paydaşın paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmazda yararlanma ve kullanma, paydaşlardan her birinin diğerinin haklan ile bağdaştığı ölçüde ve bu ölçü ile sınırlı olarak olanaklıdır. Tarafların az yukarıda sözü edilen yararlanma ve kullanmayı belirleyici sözleşmeleri yoksa ve somut olayda olduğu gibi bu konuda uyuşmazlık bulunmakta ise yararlanma ve kullanma biçiminin hakim tarafında saptanması gerekir. Bu halde hakim paydaşlık ilişkisinin devamında fayda ve zorunluluk olan hallerde paydaşların sicilden kaynaklanan haklarını ihlal etmeksizin diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde, somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, tarafların ihtiyacı ve gerçeklerini gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle paydaşlar arasında ne şekilde bölünebileceğini saptayıp buna göre karar vermek durumundadır.
Bunun için de, mahkemece yapılması gereken iş; üzerinde zemin artı iki kat ile yedi bağımsız bölüm yapıldığı anlaşılan binada, kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kuruluncaya kadar paydaş olan kişilerin yararlanma ve kullanma haklarını yukarıdan beri sayılan ilkelere göre belirleyerek bir yararlanma ve kullanma projesi düzenlettirmek, taşınmaza elattığı ileri sürülen kişilerin hukuki durumlarını paydaşlarla olan ilişkilerine göre ortaya koymak, bu projeye göre hangi bağımsız bölümün hangi malike ait olacağını adalete uygun olarak saptadıktan sonra elatmanın önlenmesi hakkında sonucu doğrultusunda hüküm kurmak olmalıdır. Temyiz olunan mahkeme hükmünün açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekirken onandığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından hükmün karar düzeltme isteğinde bulunan davalılar Yaşar, Gülsen, Tülün ve Şafak yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı Muharrem'in karar düzeltme isteğinin REDDİNE, Yaşar, Gülsen, Şafak ve Tülün'in karar düzeltme isteklerinin 2. bentte sayılan nedenlerle kabulü ile Dairemizin 17.10.2005 tarih 2005/6912 E. 2005/9110 K. sayılı kararının kaldırılarak Hükmün birleştirilen dava yönünden BOZULMASINA, 30.01.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini