 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2004/909
K: 2004/1589
T: 8.3.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.5.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında murisin baba adı, adı ve soyadının değiştirilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.7.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13. maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Böyle bir davayı tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu' nun 702. maddesinin son fıkrası ile ortaklardan herbirinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Ayrıca, davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve gerektiği hallerde vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacılar, niza konusu taşınmazlarda malik murisinin baba adı ve soyadının tapu kaydına yanlış yazıldığını belirterek nüfus kaydına göre düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
Tapu kaydında kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı iddia edilen C. mahallesi 437 ada 2 parsel ile 185 ada 11 parsel ve 66 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tutanakları, dayanak kayıtları ile imar uygulamasına esas alınan belgeler ilgili yerlerden getirtilmemiştir. Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamış, Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, ayrıca davacılar murisin soyadının değiştiğini iddia etmelerine ve dosyada mevcut nüfus kaydında böyle bir belirtme bulunmamasına rağmen davacılardan bu iddiaları ile ilgili delilleri sorulmamış, nüfus müdürlüğünden murisin soyadının değişip değişmediği hususunda herhangibir inceleme yapılmamıştır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak ve tarafların bu husustaki delilleri toplanarak bunların hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacılar murisi ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişinin aynı kişi olduğu tereddüte yer vermeyecek şekilde saptandıktan sonra bir karar vermek gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüne usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 8.3.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.