 |
T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/119
K: 2004/317
T: 19.01.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MÜDAHALENİN MEN'İ
- KESİN HÜKÜM
- DAVA KONUSU
ÖZETİ: Kaziyei muhkeme, mevcuttur denilebilmek için iki tarafın ve müddeabihin ve istinat olunan sebebin müttehit olması lazımdır.
Dava konularının farklı olması durumunda kesin hükmün varlığından bahsedilemez.
1086 s. HUMK/237
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2002 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.11.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükmü karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde Hukuk Yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin yeniden dava konusu yapılmaması amacı güden maddi anlamda kesin hüküm HUMK.nun 237 maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddeye göre kesin hükmün oluşabilmesi için
1-Dava konusunun, diğer bir anlatımla dava ile elde edilmek istenen sonucun aynı olması
2-Dava sebebinin, yani davanın dayanağı olan vakıaların aynı olması,
3-Ve davanın taraflarının aynı olması gereklidir.
Somut olayda davacı, davalının Çamlıbel Köyü 2167 ve 2166 parseller arasında kalan ve paftadan gösterilen yola haksız müdahalede bulunduğunu ve hissedarı olduğu 2168 parsel sayılı taşınmazını bu nedenle kullanmadığını belirterek yola elatmamn önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aynı konuda kesin hüküm bulunduğunu savunmuştur.
Mahkeme aynı konuda kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen ve savunmada ileri sürülen Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/2-77 sayılı dosyasında, dosyamız davacısı ile 2168 parsel sayılı taşınmazın diğer malikleri dosyamız davalısı aleyhine 2168 parsel sayılı taşınmaza haksız elatmamn önlenmesi için dava açmışlar ve yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş temyiz edilmeksizin 10.7.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen dosyada dava konusu yer 2168 parsel sayılı taşınmazdır. Dava dosyamızda ise 2168 sayılı parsel sınırında ve 2166 ve 2167 sayılı taşınmazlar arasında bulunan paftadaki yola elatmamn önlenmesini istemiştir. Her iki davada, dava konuları faklıdır. Bu durumda HUMK.nun 237. maddesinde düzenlenen kesin hükmün somut olayda söz konusu olmadığı dikkate alınarak işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucuna göre bir karar vermek gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.1.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.