Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2004/1156
K: 2004/1630
T: 8.3.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • KİŞİSEL HAKKA DAYALı ELATMANIN ÖNLENMESI
  • TAŞOCAĞI AÇMA VE İŞLETME RUHSATI
İçtihat Özeti: 1- Taşacağı açma ve işletme ruhsatlarına dayanılarak ruhsat kapsamında kalan alana dava lı ların elatmasının önlenmesi istemiyle haz~ne vs. aleyhine açılan dava zilyedliğin korunması değil, kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi davasıdır.
2- Buna göre mahkemece, davacının dayandığı arama ve işletme ruhsatlarının geçerli olup olmadığı, geçerli ise kapsadığı alanın sınırları ve bu alanda faaliyette bulunulurken ruhsatlı alan dışına taşma ve müdahale olup olmadığı, haksız bir elatma varsa elatılan alanın mera kapsamında kalıp kaZ,nadığl ve ayrıca ruhsat dahilindeki alanda çalışılırken meranın diğer kısımlarına birzarar verilip veriimediği saptanmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.11.2000 gününd.e verilen dilekçeler ile elatmanın önlenmesi ve tespit istenmesi üzerinedavalar birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 24.12.2001 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı açtığı ve birleştirilerek yargılaması yapılan davalarda, uyuşmazlık konusu saha için 1984 yılında aldığı ve daha sonra yenilediği taşocağı açma ve işletme ruhsatlarının ve Belediye Başkanlığı ile yapılmış kira sözleşmelerinin bulunduğunu, davalıların taşınmazın mera olduğu iddiası ile hakkında idareye başvurarak 3091 sayılı Gayrimenkule Tecavüzterin Def'i Hakkındaki Kanun Hükümlerinin uygulanmasını istediklerini ve bu şekilde zilyetlik haklarına müdahale ettiklerini ileri sürerek davalıların müdahalesinin menine, taşınmazın zilyedi bulunduğunun ve mera vasfını yitirdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacının mülkiyet iddiasının bulunmadığı zilyetlik tıakkına dayanarak dava açtığı, buna göre davaya bakmak görevinin HUMK.nun 8/11-3 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
4342 sayılı Mera Kanununun 14. maddesi "Tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yayı ak ve kışlaktan bu kanunda gösterilenden b~şka şekilde yararlanılamaz. Ancak, bu kanuna veya daha önceki kanunlara göremera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerden,
a- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının talebi üzerine, 3213 sayılı Maden Kanunu ve 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre maden ve petrol arama ile arama sonundaverimliliği kesinlikle saptanan maden ve petrol, ön işletme, işletme faaliyetleri için zaruri olan,
b- Turizm Bakanlığının talebi üzerine, turizm yatırımları için zaruri olan,
c- Kamu yatırımları yapılması için gerekli bulunan,
d- Imar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, milli park ve muhafaza ormanı. kurulması, doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi için ihtiyaç duyulan,
e- 18.3.1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 13 ve 14. m,addeleri kapsamında kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan,
Yerler, ilgili Bakanlığın talebi, Maliye Bakanlığının ve'Valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlıkça tahsis amacı değiştirilebilir ve söz konusu yerlerin hazine adına tescili yapılır.
Bu maddenin (a) bendi kapsamında başvuruda bulunan işletmeciler, faaliyetlerini çevre mera alar;ılarına zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitimindemeskivasfına getirmekle yükümlüdürler. Bu yerler tahsis süresi bitiminde özel sicile kaydedilir.
Komisyon gerektiğirde 3083 sayılı sulama alanlarında arazi düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanununun uygulanmasını' Bakanlıktarı talep edebilir" hükmünü içermektedir.
Yukarıda anılan madde; mera, yayı ak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılanyerlerin tahsis amaçlarının, hangi nedenlerle ve koşullarla değiştirilebileceğini hükme bağlamıştır.
Madde ikinci fıkrasıyla (a) bendi kapsamındaki yerlerle ilgili özel bir düzenlemeye gerek duymuş ve bu kapsamda başvuran işletmecilere iki, yükümlülük getirmiştir. Bu işletmeciler faaliyetlerini yürütürken çevre meralara zarar vermeyecektir ve kendilerine özgülenen yerleri de tahsis süresi sonunda eski vasfına getireceklerdir.
Somut olayda da; davacı almış olduğu taşocağı açma ve işletme ruhsatlarına dayanarak ruhsat kapsamında kalan alana davalıların elatmasının önlenmesini istemektedir. Dava bu haliyle zilyetliğin korunması değil, kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Bir davada olayları anlatmak taraflara, uygulanacak kanun maddesini tespit etmek hakime aittir. Davacı dilekçesinde zilyetlikten de söz etmiş ise de asıl dayanağı yukarıda sözü edilen ruhsatlardır.
Buna göre mahkemece; davacının aldığı arama ve işletme ruhsatlarının geçerli olup olmadığının, geçerli ise kapsadığı alanın sınırları ve bu alanda faaliyette bulunurken ruhsatlı alan dışına taşma ve müdahale olup olmadığının, bu şekilde haksız bir elatma var ise elatılan alanın mera kapsamında kalıp kalmadığının ve ayrıca ruhsat dahilindeki alanda çalışırken meranın diğer kısımlarında zarar meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak, bilirkişilerden keşfi izlemeye elverişli kroki ile rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle mahkemenin görevsiz olduğuna dair hüküm tesisi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 8.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini