 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2003/6705
K: 2003/7359
T: 21.10.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.6.2000 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 8.4.2003 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.10.2003 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.Tuba O... ürün ile karşı taraftan davalılar M.Semih Y... vd. vekili Av.Burhan A... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin, ondan temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Kuralolarak, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Sözleşmenin taraflarından arsa sahibi, sözleşmeye uygun koşullarda arsasını yükleniciye teslim etmek, yüklenici kendisine karşı edirnini yerine getirdiğinde de edimi karşılığı yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin tapusunu ona devretmekle yükümlüdür.
Sözleşmenin diğer tarafı olan yüklenicinin edim borcu ise, sözleşmede kararlaştırılan koşullarda binayı yapıp arsa sahibine teslim etmektir.
İşte böyle bir sözleşme imzalayan yüklenici, inşaat sözleşmesinden doğan edirnlerini yerine getirdiğinde arsa sahibine karşı kişisel hak kazanır ve sözleşme uyarınca kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin tapusunun adına nakledilmesini arsa sahibinden isteyebileceği gibi, Borçlar Kanunu'nun 162 ve devamı maddeleri uyarınca, bu kişisel hakkını arsa sahibinin rıza ve onayını almaya gerek olmaksızın yazılı olmak koşuluyla 3. kişilere de devir ve temlik edebilir. Yüklencinin kişisel hakkını temellük eden 3. kişi de bu hakkını, yüklenicinin halefi olarak arsa sahibine karşı ileri sürme
olanağına sahiptir.
Ancak gerek yüklenici gerekse ondan kişisel hakkını yazılı olarak temellük eden halefi 3. kişinin, bu hakkı arsa sahibine karşı ileri sürebilmesi için, yukarıda değinildiği üzere, yüklenicinin sözleşmenin kendisine yüklediği edimini tam olarak yerine getirmiş olması zorunludur.
Yükleniciden temellük edilen kişisel hakkın, dava yoluyla arsa sahibine arşı ileri sürülmesi halinde mahkemece yapılacak iş; kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin edim borcunu tam olarak yerine getirip etirmediğini araştırmaktır.
Bina sözleşmeye uygun olarak tamamlanmışsa tescil kararı verilmelidir.
Ancak; eksik bırakılan bir iş varsa, ve bu eksiklikte pek az ve arsa sahibi tarafından katlanılacak boyutta ise davacıya, yüklenicinin halefi olarak bu eksikliği tamamlama olanağı tanınmalı veya saptanacak bedelinin tamamının para ilekarşılanması halinde kişisel hakkın doğduğu kabul edilmeli e tescil hükmü kurulmalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığmda;
Davacı, davalılar arasında düzenlenen eser sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 3 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını bedelini dediğini, halen kullanımında olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile dma tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalı arsa malikleri, yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini erine getirmediğini, bu nedenle kişisel hak kazanmadığmı belirterek davanm eddini savunmuşlardır. .
Davalı yüklenici ise, binanın araç asansörünün montaj dışındaki kısımlarının tamamlanmış olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar veritmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan kanıtlara ve dosya içeriğine göre davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, gerek yüklenicinin ve gerekse ondankişisel hakkını yazılı olarak temellük eden (halef) davaemın tescil isteğinin kabulü için yukarıda da açıklandığı üzere yüklenicinin sözleşmenin kendisine yüklediği edimini tam olarak yerine getirmiş olması zorunludur.
Bina sözleşmeye uygun olarak tamamlanmış ise tescil kararı verilmelidir.
Ancak; eksik bırakılan bir iş varsa ve bu eksiklikte pek az vearsa sahibi tarafından katlanılacak boyutta ise davacıya, yüklenicinin halefi olarak bu eksikliği tamamlanma olanağı tanınmalı veya saptanacak bedelin tamamının, para ile karşılanması halinde kişisel hakkın doğduğu kabul edilmelidir.
Mahkemece, yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği gerekçesi ile davanınreddine karar verilmişise de; yapılan duruşmada davacı vekili yapı kullanma izninin alınmış olduğunu beyan etmiş ve davalı vekili de bu beyanı doğrulayarak kabul etmiştir.
Dosya kapsamı ile yüklenici tarafından eksik bırakıldığı ileri sürülen araç asansörünün montajının yapılarak işletme ruhsatı alınmadan yapı kullanma izninin alınmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından ve taraf vekillerinin beyan ve kabulü de dikkate alınarak yapı kullanma izninin alınıp alınmadığının ve eksikliklerin kim tarafından ne şekilde tamamlandığı da saptanarakyukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilerek hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının yatıran geri verilmesine, bozma kararının niteliğiuyarınca duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 21.10.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.