 |
T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/5849
K: 2003/8625
T: 15.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KADASTRO TESPİTİ
- KADASTRO ÖNCESİ DURUMUN TESPİTİ
- DAVALAR ARASINDA BAĞLANTI BULUNMASI
İçtihat Özeti: Kadastro tespitleri sırasında mevcut yolun bir kısmının davalı taşınmazına dahil edilmesi halinde, yolun kadastro öncesi durumunun ve genişliğinin tespiti ile belirlenen sonuca göre bir karar vermesi gerekir.
1086 s. HUMK/43,45
Tapu iptali ile yol olarak terkin ve elatmanın önlenmesi amacıyla açılan asıl dava ile kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali, tescil ile müdahalenin men'i istemini içeren karşı dava arasında bağlantı bulunmadığından karşı davanın tefrikine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkin ile meni müdahale istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.9.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı O.K., Çorlu köyünde bulunan taşınmazlarına gitmek için kullandığı köy yolunun kadastro çalışmaları sırasında 30 metrekarelik kısmının davalılara ait 112 ada 1 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini, davalıların şu anda bu kısma bina yaptırdıklarını, bu durumun yoldan yararlanmasını engellediğini belirterek tapunun iptali ile yol olarak terkinine ve müdahalenin menine karar verilmesini istemiştir.
Davalı M.F. ise kadastro öncesi kendilerine ait olan yerin bir kısmının kadastro tespitleri sırasında davacı O.K. adına tescil edilen 2 parsel sayılı taşınmaza yazıldığını bu kısmın iptali ile 1 sayılı parsele ilavesi suretiyle adlarına tesciline ve müdahalenin menine karar verilmesi istemi ile karşı dava açmıştır.
Mahkeme, her iki davanın da reddine karar vermiş, hükmü taraflar temyize getirmiştir.
Asıl davaya, davalı vekilinin verdiği 15.2.2001 havale tarihli cevap dilekçesinde "tapuda yolun müvekkili adına tespit görmüş olmasının müvekkilinin hatası olmadığı köy bilirkişileri ile kadastro memurlarının sehven yapmış bulundukları bir işlem neticesinde olduğu" belirtilmiştir. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları ise, nizalı yolun eskiden beri var olduğunu, ancak kadastro tespitinden önce evin temeli atılırken, temelin bir kısmının yola geçtiğini ve yolun daraldığını, öncesinde bu yoldan traktör ile geçilirken şimdi mevcut haliyle araçla geçemediklerini beyan etmişlerdir. Davalının cevap dilekçesindeki beyanı ve diğer beyanlardan, kadastro tespitleri sırasında mevcut yolun bir kısmının davalı taşınmazına dahil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemenin, yolun kadastro öncesi durumunun ve genişliğinin tespiti ile belirlenen sonuca göre bir karar vermesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi,
Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında bağlantı var kabul edilir. H.U.M.K.nun 43. ve 45/111. maddeleri anlamında aralarında bir bağlantının bulunduğu kabul edilen davalara birlikte bakılabilir. Ancak, davalar arasında anılan maddelerde belirtildiği şekilde bir bağlantının bulunmaması halinde, bu davaların tahkikatlarının birlikte iyi bir şekilde yürütülmesinin imkansız olması nedeniyle, mahkeme yargılamanın her safhasında davaların ayrılmasına karar verebilir. Somut olayda, asıl dava tapunun iptali ile yol olarak terkin ve elatmanın önlenmesi, karşı dava ise, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali tescil ile müdahalenin meni istemidir. Asıl dava ile karşı dava arasında H.U.M.K.nun 43 ve 45/111. maddelerinde belirlenen anlamda bir bağlantı bulunmadığından karşı davanın tefrikine karar verilmesi gerekirken buna uyulmadan birlikte yargılamanın yapılmış bulunması doğru görülmediğinden hükmün bu nedenlerden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, tarafların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine, 15.12.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.