 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E : 2002/8522
K : 2002/8306
T : 09.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GEÇİT HAKKI
- KOMŞULUK HUKUKU
- FEDAKARLIĞIN DENKLEŞTİRİLMESİ
(743 s. MK/671)
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 7.5.2001 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.2.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar İncelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, 1248 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait 1230, 1231 ve 1232 parsel sayılı taşın-iııa/laı Üzerindi geçit hakkı km ulumsun istemiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, bir kısmı da davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, 1230 parsel sayılı taşınmaz üzerinden davacı taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, aleyhine geçit kurulan taşınmaz maliklerinden bir kısmı temyiz etmiştir.
Davalı A. Ç. temyiz dilekçesini usulüne uygun temyiz defterine kaydettirmediğinden ve harcandırmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar A., Ü. ve M. Ç.'in temyiz istemlerine gelince;
Dava, açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 671. maddesi uyarınca geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Anılan maddeye göre;
Geçit hakkı davalarını, genel yola bağlantısı bulunmayan (geçit yoksunluğu-mutlak geçit ihtiyacı), ya da yolu bulunmasına rağmen bu yol ihtiyacını karşılamayan (geçit yetersizliği nisbi geçit ihtiyacı) taşınmaz malikleri açabilir.
Geçit ihtiyacı olan kişi, davasını öncelikle evvelki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı, böyle bir uygunluk yok ise, davanın taşınmazından geçit verilmesinden en az zarar görecek kişiye karşı yöneltilmesi gerekir.
Geçit hakkı verilmesi isteğine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz aleyhine kurulacağından, aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur.
Mahkemece, geçit saptanırken taraf yararlarının gözetilmesi gerekeceği ilkesi de davanın bir diğer belirleyici unsurudur. Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın doğrudan yol ihtiyacının karşılanmamış bulunması geçit davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Geçit hakkı, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukukundan almaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri de esas alınmalıdır. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara göre belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gözetilmelidir. Diğer yandan bir taşınmazın paydaşları onu bölerlerken oluşacak parsellerin yollarını da sağlamak zorunlulu-ğundadırlar. Bu hususu taksim sırasında yerine getirmezlerse 3. kişilerin taşınmazlarından geçit hakkı kurulmasını isteyemezler.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel de yine objektif kriterlere, taşınmazın niteliğine göre seçilecek bilirkişiler aracılığı ile saptanmalıdır. Saptanan bu bedel hükümden önce depo ettirilmelidir. Ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle, hükümden sonra bedelin ödenmesine olanak sağlamak geçit hakkı sahibinin yıllar sonra bu bedeli ödemesi sonucunu doğurabilir ki bu da maddenin amacıyla çelişir.
Davacının 30.5.2001 günlü oturumda, murislerinden kalan taşınmazları 1945 yılında paylaştıkları, o tarihte her taraf boşluk olduğu için ayrı bir geçiş yolu tesis etmedikleri, daha sonra boş taşınmazlar dolunca geçecek yerinin kalmadığı şeklindeki beyanının üzerinde durularak uygun seçeneğin öncelikle bir bütünden bölünen taşınmaz üzerinde aranması zira yukarıda da açıklandığı gibi bir taşınmazın paydaşları taksim sırasında geçecek yollarını ayırmamış iseler, sonradan 3. kişilerin taşınmazlarından geçit hakkı istemlerinin hakkaniyete uygun olmayacağının gözönünde tutulması gerekir. Bu husus incelenmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; lehine geçit kurulacak taşınmaz ile bağlantı sağlanacak genel yol arasında kalan taşınmazlar üzerinde kurulacak geçit hakkının kesintisiz olması gerekirken davada yer olmayan H.M. adına kayıtlı 1229 parsel üzerinden geçit kurulmaması ve taşınmaz yararına kurulması gerekirken davacılar yararına geçit hakkı tesisi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 9.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.