 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2001/8467
K: 2001/8675
T:11.12.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TEMLİKEN TESCİL
- KİŞİSEL HAKKIN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE KARŞI İLERİ SÜRÜLMESİ
ÖZET : Yapı sahibi, MK'nun 650. maddesine dayanan kişisel hakkını kural olarak taşınmazı tapudan satın alan 3. kişilere karşı ileri sürçmezse de, 3. kişilerin iktisabının muvazaaya dayalı bulunması durumunda kişisel hakkım bunlara karşı da ileri sürülmesi mümkündür.
(743 s. MK. m. 650)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.12.1996 ve 15.10.1997 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davaların reddine dair verilen 10.9.2001 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenmekle, süresinde
olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava; Medeni Yasanın 650. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Mahkeme; davanın reddine karar vermiş, hükmü davacılar vekilleri temyize getirmiştir.
Dava konusu 4 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar, evveliyatında davalılardan Ömer adına tapuda kayıtlı iken onun tarafından özel parselasyon haritası hazırlanarak davacılara haricen satılmışlardır.
Davacılar da haricen satın aldıkları yerler üzerine kendi levazımlarıyla bina inşa etmişlerdir.
Nevar ki, davalı Ömer özel parselasyon yapıp haricen sattığı taşınmazları 14.12.1994 tarihinde diğer davalı Ömer'e o da 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesini 12.3.1996 tarihinde üçüncü davalı Avni'ye tapudan devretmiştir.
Davacılar, eldeki dava ile, sonradan tapudan yapılan bu satışların muvazaalı olduğunu belirterek Medeni Kanunun 650. maddesi uyarınca temliken tescil istemektedirler.
Medeni Kanunun 650. maddesine göre; binanın kıymeti açıkça arsanın kıymetinden ziyade ise hüsnüniyetle hareket eden levazım sahibi muhik bir tazminat mukabilinde mecmuunun mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir. 5.7.1944 gün ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de; haricen satın alınan arsa üzerine bina yapan alıcının iyiniyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği vurgulanarak satıcının bina yapımına rıza gösterdiği sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlığa konu olayda da davacıların haricen yer satın aldıkları ve bu yerler üzerine bina inşa ettikleri kanıtlanmış olduğundan davacıların binalarını Medeni Kanunun 650. maddesi anlamında iyiniyetle inşa ettiklerinin kabulü gerekir.
Öte yandan; inşa edilen binaların arzdan açıkça değerli olduğu da bilirkişi raporuyla saptanmış bulunmaktadır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir.
Sonradan gerçekleştirilen İslah imar uygulamasıyla da büyük oranda öze! parselasyon planına uyularak harici satışa konu yerler müstakil imar parsellerine dönüştürülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davacılar yararına Medeni Kanunun 650. maddesi uyarınca tescil isteme hakkı doğmuş bulunmaktadır. Şu hali ile uyuşmazlık davacıların bu haklarını sonradan ayni hak iktisap eden davalılar Ömer ve Avni'ye karşı ileri sürüp süremeyecekleri noktasında toplanmaktadır.
Yapı sahibi, Medeni Kanunun 650. maddesine dayanan kişisel hakkını kural olarak üçüncü kişilere karşı ileri süremez ise de, üçüncü kişilerin iktisabının muvazaaya dayalı bulunması durumunda kişisel hakkın bunlara karşı da ileri sürülmesi mümkündür.
Somut olayda; dinlenen tanıkların beyanları, davalıların ceza dosyalarındaki olayı ifade ediş biçimleri ve zabıta araştırmaları ile ortaya çıkan sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamından; davalıların, davacıların mülkiyet haklarına ulaşmalarının engellenmesi amacı ile, el ve işbirliği içinde hareket ettikleri ve sonraki iktisaplarının gerçek bir alım olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenledir ki davacıların kötü niyetle hareket eden davalılara karşı dava açmalarında hukuken korunmaya değer bir hakları vardır.
Açıklanan tüm bu hususlar gözden kaçırılarak harici satışların geçerli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde iadesine, 20.000.000 lira duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 11.12.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.