Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2001/7453
K: 2001/7992
T: 16.11.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
* TEMLİKEN TESCİL
Karar özeti: MK.nun 650. maddesi uyarınca temliken tescil isteyebilmek için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Buna göre; davanın temelini oluşturan binanın iyi niyetli olarak yapılması (sübjektif koşul) ve bina değerinin zemin değerinden açıkça fazla olması (objektif koşul) gerekmektedir.
(743 s. MK. m. 650)
 
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 1.12.1999 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.12.2000 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Davacılar, 16 parsel sayılı taşınmazı kardeşleri Sabahattin ile satın aldıklarını, parasını birlikte ödemelerine rağmen tapunun Sabahattin adına çıkarıldığını, aralarındaki anlaşmaya uygun olarak taşınmaz üzerine bina yaptıklarını, ancak; kayıt maliki kardeşlerinin tapuda paylarını devretmeden öldüğünü, mirasçılarının taşınmazı açıklanan olayları bilen davalı Zübeyir'e sattıklarını ileri sürerek, temliken tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, temliken tescil koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dava, Medeni Kanunun 650. maddesi uyarınca temliken tescil isteğine ilişkindir. Anılan maddeye göre, kendi malzemesi ile başkasının arazisi üzerine iyi niyetli olarak bina yapan kişi, bu binanın bedeli arazinin değerinden açıkça fazla ise, bedeli karşılığı arazinin kendisine verilmesini isteyebilir. Maddede, temliken tescil isteyebilmek için iki koşul aranmıştır ve bunların birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Buna göre, binanın iyi niyetli olarak yapılması (sübjektif koşul) ve bina değerinin zemin değerinden açıkça fazla olması (objektif koşul) gerekmektedir.
Somut olaya gelince; davacılar taşınmazın inançlı işlem sonucu kardeşleri Sabahattin adına tescil edildiğini, paylarının kendilerine verileceği inancıyla taşınmaz üzerine bina yaptıklarını ileri sürerek temliken tescil istemişlerdir. Davacıların dayandıkları vakıalar ve dosya içerisindeki kanıtlar birlikte değerlendirilerek davacıların iyi niyetli olup olmadıklarının, eldeki davayı açmakta haklı bulunup bulunmadıklarının irdelenmesi gerekmektedir.
Dava konusu taşınmaz 1985 yılında satın alma yoluyla Sabahattin adına tescil edilmiştir. Daha sonra davacılarla birlikte taşınmaz üzerine, davanın dayanağını oluşturan bina yapılmıştır. Kayıt malikinin ölümü üzerine, davacılar, mirasçıları aleyhine inançlı işlem hukuki sebebine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Bu dava, inançlı işlemin kanıtlanamaması nedeniyle reddedilmiş, Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşmiştir.
inançlı işlem iddiasıyla açılan davanın reddedilmesi üzerine; davacılar taşınmaz üzerine yaptıkları binanın ilk iki katını kendi adlarına yaptıklarını ileri sürerek, malzeme bedelinin tazmini için kayıt malikinin eşi Nuran aleyhine dava açmışlardır. Bu dava kabul edilerek malzeme bedelinin davacılara ödenmesine karar verilmiştir ve hüküm kesinleşmiştir.
Açıklanan aşamalardan sonra eldeki dava irdelendiğinde:
Öncelikle davcıların iyi niyet iddialarının, inançlı işlemin bulunmadığı kesinleşmiş mahkeme ilamı ile kanıtlandığından kabulü mümkün değildir.
Davacılar, temliken tescil isteğinin dayanağını oluşturan binada kullandıkları malzeme bedelinin kendilerine ödenmesini dava yoluyla isteyerek dava açmışlar ve lehlerine kesinleşen ilamla, binadaki haklarını bedele dönüştürmüşlerdir. Binadaki hakkın bedele dönüşmesinden ve bu bedelin de kendilerine ödenmesine karar verilmesinden sonra, aynı binanın iyi niyetle
yapıldığını ileri sürerek, zeminde hak iddia etmeleri, başka bir anlatımla, ayna yönelik bir talepte bulunmaları artık hukuken olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerden ötürü; davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi düşüncelerle davanın kabulü doğru görülmediğinden hüküm bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 16.11.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini