Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2001/7185
K: 2001/7987
T: 16.11.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • BİR TALEP HAKKINDA KARAR VERİLMEMİŞ OLMASI
  • USULİ KAZANILMIŞ HAK
  • İDDİANIN GENİŞLETİLMESİ
Karar özeti: l- Yargıtayın bir talep hakkında karar verilmemiş olmasını, bu konuda bir temyiz bulunmadığı için dikkate almaması ve bozma dışında bırakması halinde, bu noktada ortada bir hüküm mevcut olmadığından usuli kazanılmış hakkın varlığının da kabulü mümkün değildir.
2. Dava sebeplen de gösterilerek açılmış bir elatmanın önlenmesi davasında, taşınmaz başında yapılan keşifte elatma saptanmış, ancak bilirkişi raporunda gösterilmediği için hakkında hüküm kurulmamış olması durumunda; bozma kararından sonra alınan ek raporda gösterilen elatma, bozmadan sonra ortaya çıkmış yeni bir vakıa olmayıp iddianın genişletilmesi olarak kabul edilemez.
(YİBK., 4.2.1959 tarih 13/5 s. kararı)
(YİBK., 9.5.1960 tarih 21/9 s. kararı)
 
Davacı köy tüzel kişiliği vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.01.2001 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.7.2001 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı köy vekili, 161, 162, 163, 167, 168 ve 169 parsel sayılı taşınmazların malikleri olan davalıların, taşınmazlarının sınırında yer alan meraya elattıklarını İleri sürerek, bu elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazlar başında keşif yapılmış ve 20.5.1999 tarihli bilirkişi raporu ile saptanan miktarlara göre 163,167,168 ve 169 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin meraya elatmalarının önlenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, hükme dayanak yapılan rapor uyarınca 161 parsel sayılı taşınmaz malikinin de meraya atattığının sabit olduğunu belirterek hükmü temyiz etmiştir.
Dairemizce, yerel mahkeme karan, 161 parsel sayılı taşınmaz malikinin 17.500 metrekarelik elatmasının bulunduğu, bu hususunda mahkemenin kabulünde olduğu halde 161  parsel sayılı taşınmaz maliki yönünde de davanın kabulüne karar verilmemesi doğru görülmediğinden hüküm bozulmuştur.
Bozma üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında sunulan ek bilirkişi raporunda keşif sırasında alınan notlara göre 20.5.1999 tarihli raporun eksik düzenlendiği belirtilerek 162 parsel sayılı taşınmaz malikinin de meraya 8.460 metrekare elatması olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda 161 parsel sayılı taşınmaz malikinin meraya elatmasının önlenmesine karar verilmiş, ayrıca 162, 163, 167, 168 ve 169 sayılı parsellere ilişkin daha önce karar verildiği, bu parsellere ait hükmün temyiz edilmediği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili, bu kez 162 parsel sayılı taşınmaz yönünden verilen hükmü temyiz etmiştir.
Dava, meraya atatmanın önlenmesine ilişkindir. Davalıların alınan rapor ve ek raporlara göre mera olarak sınıflandırılan yerlere elatması sabittir. Mahkeme, bozmadan önce sadece 163,167,168 ve 169 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hüküm kurmuştur. 162 ve 161 parsel sayılı taşınmazlar yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bilirkişinin keşif sırasında aldığı notları raporuna yansıtmaması nedeniyle Dairemizce raporda gözlenebilen ve hakkında hüküm kurulmayan 161 parsel sayılı taşımaza elatmanın varlığı nedeniyle karar bozulmuştur. Ancak bozmadan sonra 162 parsel sayılı taşınmaz malikinin de elatması saptanmış, mahkemece bu taşınmaz maliki yönünden daha önce verilen karar temyiz edilmediği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmamıştır. Şimdi bu hüküm temyiz edilmektedir.
Konunun sağlıklı bir çözüme kavuşması için somut olaydaki sorunları saptayıp daha sonra hukuki çözümlerini belirlemek gerekir.
Davacı, aynı meraya elatan birden fazla kişinin davacını birleştirerek bu davayı açmıştır. Böylece sübjektif dava yığılması oluşmuştur. Davalılardan her biri aynı meranın değişik bölümünü kullanmaktadırlar. Davacı, bunlara karşı ayrı ayrı dava açabileceği gibi, hepsine karşı bir dava dilekçesi ile de dava açabilir. Usul ekonomisi ilkesi uyarınca bu olanaklıdır (HUMK.m.77). Ancak, bu durumda da her bir davalıya karşı açılan davalar bağımsızdır. Her biri incelenerek, talepler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkeme ilk kararında 161 ve 162 parsel sayılı taşınmaz malikinin elatması hakkında hüküm kurmamıştır. Ne var ki davacı tarafından sadece 161 parsele yönelik temyiz isteminde bulunulmuştur.
Burada iki usulü sorun söz konusudur. Şöyle ki;
Bunlardan ilki 162 parsel sayılı taşınmaz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin temyize getirilmemesi nedeni ile Dairemiz bozma ilamında bu konuda bir inceleme yapılmamasının, yani bu hususun bozma kapsamı dışında bırakılmasının, 162 parsel sayılı taşınmaz maliki yararına usulü kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı konusudur.
İkincisi ise, bozmadan sonra ilk hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu nün eksik düzenlendiğinin saptanması karşısında, mahkemece 162 parsel sayılı taşınmaz malikinin de rapora göre meraya elattığı kısma yönelik olarak hüküm kurulup kurulamayacağıdır.
2. sorunun yanıtı, birinci sorunun yanıtı ile yakından ilgili bulunduğundan öncelikle birinci sorunun irdelenmesi gerekir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, davacının oluşturduğu sübjektif dava yığılması sonucu mahkeme, her bir istem hakkında ayrı ayrı karar vermekle yükümlüdür. Bunun içindir ki, talep edilmesine rağmen hükme bağlanmayan kısımlar için mahkemenin "zımni" olarak red hükmü vermiş olduğu kabul edilemez (Yavuz Alangoya, Medeni Usul Hukuku Esasları 11.2001, İstanbul sf.5.6). Bu durumda, artık hakkında hüküm kurulmayan talep için kesin hükmün varlığından da söz edilemez. Ancak, bu yönün bozma kapsamı dışında bırakılmasının davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı hususu üzerinde de durulmalıdır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun'da usulü kazanılmış hak düzenlenmemiş, bu kurum İçtihadı Bileştime Kararlan ile kabul edilmiştir. "Bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür... O konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan birisi lehine usulü müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de Yargıtay halale uğratabilir. Zira, usulü müktesep hakkın tanınması da amme intizamı  düşüncesiyle kabul edilmiş esastır." (Yagıtay İBK.4.2.1959 13/5, RG. 28.4.1959 sayı 10193).
Bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi ile de usulü kazanılmış hak oluşur (Yargıtay İBK 9.5.1690 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537).
Görüldüğü gibi, usulü kazanılmış hak ya bozma sebepleriyle sınırlı olarak söz konusu olur ve bu sebepler dışında kalan hususlar, karar lehine bozulan kişi için usulü kazanılmış hak oluşturur. Ya da temyiz edilmediği için inceleme dışında bırakılan veya temyiz edilse bile bu yöndeki temyiz istemleri reddedilerek onanan kısımlar için, bu lehine olan kişi yararına usulü kazanılmış hak oluşur.
Somut olayımızda, bozma sebepleri gösterilmiş, 162 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hüküm kurulmaması ise temyiz incelemesi dışında bırakılmıştır. Bu durum temyiz incelemesi dışında kalan hususların kesinleşeceği ilkesi çerçevesinde irdelenip değerlendirilmelidir. Şöyle ki; az önce belirtildiği üzere, hakkında karar verilmeyen talep reddedilmiş sayılamaya cağına göre, bozma kapsamı dışında kalmış bir hükmün varlığından da söz edilmez. Yargıtay'ın bir talep hakkında karar verilmemiş bulunulmasını, bunun temyiz edilmemiş olması nedeniyle dikkate almaması ve bozma dışında bırakması durumunda, ortada bu noktada bir hüküm mevcut olmadığından usulü müktesep hakkın varlığının kabulü de mümkün değildir (Alangoya age. s.56).
2. soruna gelince; davacı dava sebeplerinide göstererek, yani dayandığı vakıaları da belirterek 162 parsel sayılı taşınmaz malikinin meraya elattığını ileri sürmüştür. Taşınmaz başında yapılan keşifte elatma da saptanmış, ancak bilirkişi raporunda gösterilmediği için hakkında hüküm kurulmamıştır. Bozma kararından sonra alınan ek raporda gösterilen elatma artık bozmadan sonra ortaya çıkmış bir vakıa değildir. Dolayısıyla, iddianın genişletilmesi olarak da kabul edilmez. Bu talep hakkında hüküm kurulmamış olunması, bozmadan sonra bu konuda karar verilmesine engel değildir. Bu durum usul ekonomisi ilkesi ile de örtüşmektedir.
Bu açıklamalar ışığında sonuç olarak, mahkemece 162 parsel sayılı taşınmaz maliki aleyhine açılan davanın da kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı  nedenlerle yeniden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç : Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 16.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini