 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 2000/5840
K: 2000/7088
T: 7.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KOMŞULUK HUKUKU
- ELATMANIN ÖNLENMESİ VE KAL
Karar Özeti: Davalıya ait taşınmazdaki ağaç dallarının gölge yapmak suretiyle davacı taşınmazına zarar verdiği iddia edilerek, ağaçların kali istemiyle açılan dava sonunda; davalıya ait komşu taşınmazda bulunan ağaçların, davacıya ait taşınmaza somut zarar verip vermediği ve ağaçların dallarının kesilmesinin zararı önlemeye yetip yetmeyeceği kesin olarak saptanmadan, yeterli gerekçeyi ihtiva etmeyen bilirkişi raporuna dayanılarak kabul kararı verilmesi doğru değildir.
(743 s. MK. m. 618, 656, 661, 664)
(Y. HGK. 28.11.1951 tarih ve 106/206 s.)
Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.12.1999 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.7.2000 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Davacı, davalıya ait taşınmazdaki ağaç dallarının gölge yaparak, kendi taşınmazına zarar verdiğini ileri sürerek, ağaçların kalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyize getirilmiştir.
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istemine ilişkindir. Medeni Kanunun 618. maddesine göre "Bir şeye malik olan kime, o şeye kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf etmek hakkına haizdir." Ancak, bir kimsenin mülkünü kullanırken komşusuna zarar verecek her türlü taşkınlıktan çekinmesi Medeni Kanunun 661. maddesi hükmü gereğidir. Aykırı davranışın yaptırımı da 656. maddesinde düzenlenmiştir. Bunun yanısıra yani Yasanın 664. maddesinde komşuya zarar veren dal ve köklere ilişkin düzenleme yapılmış bu dal ve köklerin, komşu tarafından kaldırılmaması halinde zarar görenin bunları kesip zaptedebileceği öngörülmüştür. Davacı da ağaçların gölgesinden zarar gördüğünü belirterek bunun giderilmesini istemiştir.
Medeni Kanunun 654. maddesinin uygulanabilmesi için somut zararın varlığı gereklidir. Nitekim; Hukuk Genel Kurulunun 28.11.1951 tarih 106/206 sayılı kararında da, "Medeni Kanunun 664. maddesinin uygulanabilmesi için, zararın meydana gelmiş olması şarttır; ileride husule gelmesi muhtemel zararların giderilmesi istenemez." denilmektedir.
Somut olayda; uzman bilirkişiler aracılığı ile yapılan keşifte, davalıya ait komşu taşınmazda sınıra çok yakın dikilen 15 yaşlarında bir adet ceviz, bir adet selvi ile 3-4 yaşlarında bir adet elma, bir adet ayva ağaçları bulunduğu saptanmış ise de; bu ağaçların dallarının gölge yapmak suretiyle davacıya somut zarar verip vermediği belirlenmemiştir. Öte yandan; bu ağaçların köklerinin muhtemel zararından söz edilmiştir. O halde; davalıya ait komşu taşınmazda bulunan ağaçların, davacıya ait taşınmaza somut zarar verip vermediği ve ağaçların dallarının kesilmesinin zararı önlemeye yetip yetmeyeceği kesin olarak saptanmadan, yeterli gerekçeyi ihtiva etmeyen bilirkişi raporuna göre kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 7.11.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.