 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1999/7991
K:1999/8494
T : 29.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI
ÖZET Devam etmekte olan davada,yetkili vekilin rahatsızlığını bildiren bir avukatın oturuma katılıp vekaletnamesini sunacağını açıkladığı ve mahkemece HUMK'nun 409. maddesi uyarınca işlem yapmak yerine kendisine vekaletname ibrazı için kesin süre verildiği, takib eden duruşmaya ise, davayı açan ilk avukatın geldiği ve yetkisiz vekilin yaptığı herhangi bir işlem de bulunmadığı anlaşıldığına göre; yargı lamaya devam etmek gerekirken, olayda koşulları bulunmayan HUMK'nun 67. maddesine dayanılarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
(1086 s. HUMK. m. 67,409)
Davacılar vekili tarafından, davalı Hamza aleyhine 4.10.1996 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi ve tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 17.6.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacılar, davalıların kadim yola elattıklarını ve yol kenarındaki kayak ağaçlarını sahiplendiklerini ileri sürerek, bu elatmanın önlenmesini ve ağaçların kendilerine ait olduğunun tespitini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, HUMK'nun 67. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar temyize getirmişlerdir.
HUMKnun 67/1. maddesi "vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz.(m. 65) ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme, vereceği bir kesin süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır. Bu durumda vekil, oturum harcı ile diğer yargılama giderleri (m. 423,424) ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkum edilir." hükmünü içermektedir. Maddeden de anlaşıldığı gibi:
1- Vekilin dava açabilmesi için vekaletnamenin aslını veya örneğini mahkemeye sunması zorunludur.
2- Ancak, gecikmesinde zarar umulan hallerde verilecek kesin süre içerisinde davanın açılmasına veya usul işlemlerinin yapılmasına izin verilebilir.
3- Kesin süre içinde vekaletname sunulmazsa asilin aynı süre içinde yapılan işlemlere onay vermesi gereklidir.
4- Asilin vekaletname vermeyen vekile onay vermemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Somut olayda, usulüne uygun vekaletname ile dava açılmış ve yargılama yürütülmüştür. Yani yasanın aradığı ilk koşul gerçekleşmiştir. Yetkili vekilin rahatsızlığını bildiren bir başka avukat 27.4.1999 tarihli oturuma katılmış ve vekaletnamesini sunacağını bildirmiştir. Bu oturumda taraf teşkilinin sağlanması gerektiği saptanmış ve vekaletnamesini vermesi için duruşmaya katılan avukata kesin süre verilmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi kesin süre ancak, gecikmesinde zarar umulan hallerde, (örneğin cevap süresinin geçirilmesi gibi) verilebilir. Eldeki davada, yargılamanın geldiği aşamada nazara alındığında kesin süre verilmesinin koşulları oluşmamıştır. Bu durumda asıl vekilin rahatsızlığının bildirilmesi nedeniyle davalı vekiline mazereti kabul edip etmediğinin sorulması, mazeretin kabul edilmemesi ve davanın da takip edilmeyeceğinin bildirilmesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirdi. Mahkemece, bu yönler gözetilmemiş, takip eden oturumda, vekaletnamesi olan ve davayı açan vekil davaya katılmasına ve yetkisiz vekilin yapmış olduğu herhangi bir işlemde olmamasına rağmen yargılamaya devam etmek gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karar anılan maddenin aradığı koşullar oluşmadığından yerinde görülmemiş ve bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 29.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.