 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1999/4901
K:1999/6570
T:8.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KOMŞULUK HUKUKU
MUARAZANIN MEN'İ
ÖZET : Komşuluk hukuku uyarınca bir ağacın dalları ve kökleri, ancak komşusunun taşınmazına geçip de zarar verdiği takdirde kesilip kaldırılabilir. Bu yönde karar verilebilmesi için, komşu taşınmaza tecavüz ve zarar unsurlarının birlikte bulunması zorunlu olduğu gibi, ileride meydana gelmesi muhtemel zararın giderilmesi de istenemez.
(743 s. MK. m. 664)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.8.1997 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı muarazanın giderilmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.5.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, 2416 parselin maliki olduğunu, bu parselinde yüksek sistem bağ yetiştirdiğini, komşu 2417 parselde ise davalı Süleyman tarafından sınıra çok yakın dikilen bağ çubuklarının kendi taşınmazına gölge yaparak zarar verdiğini, traktör geçişini de engellediğini belirterek, komşuluk hukukuna istinaden 2417 parseldeki bağ çubuklarının direk ve telleri ile birlikte kal'ini ve muarazanın bu şekilde giderilmesini istemiş, mahkeme davalılara ait 2417 parselde bulunan 65 adet bağ çubuğunun köklenerek kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar vermiş, hükmü davalılar vekili temyize getirmiştir.
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme ile hükme dayanak yapılan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir.
Medeni Kanunun 618. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şeyde kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf edebilir. Kamu hukukuna ilişkin kısıtlamalar dışında bir kimsenin kendi mülkünde ağaç dikmesini ve ondan yararlanmasını engelleyen bir hüküm yoktur. Malik olduğu taşınmazdan ağaç dikmek suretiyle yararlanan kişinin bu tasarrufu kural olarak Medeni Kanunun 661. maddesi şümulüne giren bir taşkınlık sayılmaz. Ağaçların dal ve kökleri komşu taşınmazına geçmez ise gölge ile zarar verme durumu ortaya çıkar ise o zaman MK. 661. maddesinin uygulanması söz konusu olabilir şartlar üzerinde durmak gerekir. Medeni Kanunun 664. maddesinde ağaçlarla dal ve kökleri hakkında özel bir düzenleme getirilmiştir.
Sözü edilen madde hükmüne göre bir ağacın dalları ve kökleri ancak komşunun mülküne geçip de zarar verdiği takdirde kaldırılabilir. Anılan maddeye göre bu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Davacı, davalı taşınmazında bulunan bağ çubuklarının kendi taşınmazına zarar verdiğini iddia ettiğine göre, mahkemece, Medeni Kanunun 664. maddesi hükmü çerçevesinde inceleme yapılarak taşınmaz başında dinlenecek uzman ziraatçi bilirkişi aracılığı ile sınıra yakın dikildiği belirtilen bağ çubuklarının kök ve dalları ile davacı taşınmazına taşıp taşmadığının, gölgeleme yapmak suretiyle davacı taşınmazına zarar verip vermediğinin açıkça saptanması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Uzman bilirkişiden eğer bir zarar var ise bu zararın taraf taşınmazlarının konumuna, niteliklerine, yöresel örf ve adetlere, özellikle teknik ziraat kurallarına göre hangi önlemlere başvurulmak suretiyle giderilebileceği konusunda bilimsel ve gerekçeli rapor alınarak, raporda önerilen önlem ya da önlemlerden olaya en uygun düşenine ve adil olanına hükmetmek gerekir. Ancak, açıklandığı gibi burada zararın meydana gelmesi şarttır. İleride husule gelecek muhtemel zararın giderilmesi istenemez.
İşte bu yönler gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 8.10.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.