 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E : 1999/2535
K : 1999/3253
T : 30.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 3.6.1998 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.1.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değer yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı:tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bu niteliği itibariyle davanın adli yargıda görülmesi doğrudur. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hükmü davacılar vekili temyize getirmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı mülkiyeti Hazine'ye ait eski 13 pafta ve 3206 parsel sayılı taşınmazdan kendisine tahsis belgesi ile tahsis edilen kesimin tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir, öğretide ve Yargıtay'da istikrar kazanmış, uygulamada tapu tahsis belgesinin bir mülkiyet belgesi olmadığı, yalnızca fiili kullanmayı belirleyen zilyetlik belgesi olduğu, ilgilisine ancak kişisel hak sağlayabileceği ve salt tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin tahsis edilen adına tescilini sağlayamayacağı duraksamaya yer vermeyecek ölçüde belirgindir. "Hukuk Genel Kurulunun 4.12.1996 tarih, 1996/14-763 esas ve 1996/864 karar sayılı içtihadı."
Bu tür belgeye dayanılarak davacı adına tescile karar verilebilmesi için nizalı taşınmazın bulunduğu yerde 2981 sayılı yasaya göre imar geçirildikten sonra önceden tahsis yapılan kişilere verilen yerler imar planında müstakil parsel olarak gösterilip bağımsız tapuları oluşturulduktan sonra tahsis edilen şahıslara bu yerler kanunlar uyarınca verilebilir.
Yukarıda değinildiği gibi tahsisin doğurduğu hak, tahsis kararına göre bedel alındıktan, imar planı yapıldıktan, tahsis edilen yerler müstakil parsel haline getirildikten sonra gündeme gelir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar ıslah planlarının yapıldığı ve müstakil parsellerin oluşturulduğu anlaşıldığından, 2981 sayılı kanunun 3290 sayılı kanun ile
değişik 10. ve devamı maddelerine göre davanın kabulü gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 30.4.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.