 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6944
Karar No : 1998/8804
Tarih : 23.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.12.1997 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.6.1998 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Aydın Yıldırım vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Arsa sahipleri ile yüklenici arasında resmi şekilde düzenlenmiş noter senedi ile bir eser sözleşmesi yapılmıştır. Mevcut eser sözleşmesine göre yükleniciye düşen dairelerden nizalı olanını, yüklenici davacıya haricen satmıştır. Şimdi yükleniciden satın alan kişi bu davayı açmıştır.
Yüklenici ile arsa sahipleri arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince, yüklenicinin kendisine düşen daireleri arsa sahibinden isteyebilmesi için sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmesi şarttır. Yalnız yüklenici edimlerinin tamamını yerine getiremez ise, noksan kalan cüzi ve arsa sahiplerince bu miktarın paraya dönüştürülmesi sureti ile noksanlığın giderilmesi tahammül edilebilecek boyutlarda ise, noksanlığın para ile tamamlanması sağlanarak yüklenici tarafından tescil isteme olanağı doğabilir. Davaya konu olayda inşaatın % 95'i bitirildiğine göre geriye kalan % 5 noksanlıktan dolayı fesihte istenmediğinden bu noksanlığın yüklenici veya onun haleflerinde yani ondan temlik yolu ile hakkını devralan kişi de tescil davası açıp daireye düşen payı talep edebilir. 25.1.1984 gün, 1983/3-1984/1 sayılı ve 30.9.1988 gün ve 1987/2-198S/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bu şekilde yorumu ile pek cüzi bir miktarda kalan noksanlıklar karşı taraf için tahammülü mümkün ve para ile tamamlanacak boyutta bulunması halinde bunun ikmali ile 1978/3-4 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı uyarınca satın alınan dairenin değerinin binanın mülkiyet değerine oranla bulunacak yüzdenin alıcı adına tescil imkanı doğacağından bu hususlar düşünülmeden, noksanlığın davacı tarafından yerine getirilmesi veya parasının ödettirilmesi sağlandıktan sonra tescil kararı vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.