 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/3314
Karar No : 1998/6066
Tarih : 15.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.1.1995 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin konulması istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.5.1997 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hatice T... ve ark. vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.9.1998 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Hatice T... ve ark. vekili Av. Gürhan G... geldi, başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Taşınmazın tapulamadan evvelki kayıtlarında vakıf olduğuna dair şerh vardır. Bu vakıf şerhli kayıt revizyon görerek nizalı parsel tapusu oluşturulmuş, Vakıf şerhi tapulama sırasında işlenmemiştir. Bunun üzerine idare müracaat ederek vakıf şerhini idari yoldan kaydına koydurmuştur. Malik şahıslar M.K.nün 931.maddesi uyarınca iyiniyetli olduklarından bahis ile idareye müracaat ederek şerhin kaldırılmasını sağlamışlardır. Şimdi ise idare dava ederek; taviz bedelinin sağlanmasına dair vakıf şerhinin kayda yeniden işlenmesini istemektedir.
İcareteynli veya mukataalı vakıf taşınmazların taviz bedelleri mutasarrıflarınca ödenir. Mülkiyet devralanlar için öngörülen onar yıllık sürelerin .dolmasından sonra mutasarrıfa geçeceği ve vakfın bu taşınmaz mal üzerindeki hakkının ivaza dönüşeceği, vakfın bu hakkı için de taşınmazın tamamı üzerinde ipotek temin edilmiş sayılacağı 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 2888 sayılı kanunla değişik 29.maddesi hükmü gereğidir. H.G.K. nün 19.9.1990 gün ve 332-415 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere taviz bedeli ödenmedikçe temliki tasarruf yapılamıyacağına dair takyit bir gayrimenkul mükellefiyetidir. Yine M.K.nun 764.maddesinde takyit edilen gayrimenkulun maliki değiştiği takdirde yeni malikin başka bir muameleye hacet kalmaksızın gayrimenkul mükellefiyetinin mevzuuna dair şeylerle borçlu olacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükmün doğal sonucu olarak kayıt ve belgelerden bu taşınmazın aslının vakıf taşınmaz mal olduğu bellidir. Şu hale göre vakıf şerhinin intikal (gitti) kayıtlarına sonradan işaret edilmiş bulunması veya şerhin silinmesi yeni maliki taviz bedelini ödemekten kurtarmaz. Yasadan doğan bu kanuni ipoteğin karşısında sonraki malikin iyiniyet savunmasında bulunarak Medeni Kanunun 638 ve 931.maddesinden yararlanmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Zira, M.K.nun 657.maddesinde de bu husus açıkça belirtilmiştir. Yani şartlara göre bir vakıf ise taviz bedeli ödenerek tasfiye yoluna gidilecektir. Taviz bedelinin ödenmeside yasa uyarınca kanuni ipoteğe bağlanarak halledilmek istenmiştir. Şu durumda mahkemenin vermiş olduğu karar 2888 sayılı yasadan doğan bir hakkın kullanılması ile ilgilidir ve doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda gösterilen temyiz onama harcının temyiz eden gerçek kişi davalılardan tahsiline, Harçlar Kanununun 13/J maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan Hazine aleyhine harç yükletilmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.9.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.