 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/1219
Karar No : 1998/3792
Tarih : 12.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.6.1997 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.11.1997 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 12.5.1998 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Alaca köyü muhtarı Sebdullah K... ile vekili Av.Necdet P... ve karşı taraftan Gülçayır köyü muhtarı İlyas A... ve vekili Av.Mustafa G... geldiler. Acık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava; kadim mera ve kaynak suyuna elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkeme; davanın kabulüne karar vermiş, hükmü; davalı köy vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde koy hudutnameleri esas alınmıştır. Bilindiği üzere 31.5.1965 tarih 4/2 sayılı içtihadı birleştirme kararında; "tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının diğer köyün sınırı içine alınmış olması halinde dahi ilk köyün bu yerlerden eskisi gibi yararlanacağı.." belirtilmiştir. 28.2.1998 tarihinde yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 29. maddesinde de bu prensip benimsenerek; "özel kanunları gereğince köy ve belediye veya diğer mülki idare sınırlarında yapılacak değişiklikler, mera yaylak ve kışlaklara ilişkin tahsis kararlarını etkilemez" hükmü getirilmiştir. Bu bakımdan taraf köylerin sınırı nazara alınmadan çekişmeli taşınmaz zeminde saptanmalı, teknik bilirkişice düzenlenecek krokide işaret edilmeli, çekişmeli yerde yararı bulunmayan komşu köylere mensup yaşlı ve tarafsız kimseler arasından seçilecek bilirkişiler aracılığıyla çekişmeli yerden kadim yararlanma biçimi saptanmalı, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Öte yandan Mera Kanununun 34.maddesi ile değişik 442 sayılı Koy Kanununun 6.maddesince öngörülen; "Birkaç köy arasında müşterek olan sıvat, sulak, pınar ve baltalık gabi yerler eğer bir köy sınırı içinde kalıyorsa o köyün malı olmakla beraber diğer köyler de eskisi gibi istifade ederler.
Bu gibi müşterek yerler bir köy sınırı içinde kalmıyorsa buralardan istifade eden köylerin müşterek malı olup her köyün sınırı kağıdında bu hakları yazılır ve müştereken koruyup eskisi, gibi istifade ederler" hükmü de nazara alınmalı, bu yönlerden kararda tüm delillerin tartışması yapılmalı ve varılacak sonuç dairesinde hüküm kurulmalıdır. Bunlar yapılmadan, davacı köyün sınırları içinde kaldığından sözedilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmadığından hükmün' bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.000.000 lira duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.5.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.