 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/4760
Karar No : 1997/8455
Tarih : 25.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR ÖZETİ: Maddi olayı itibariyle davalının zararlandırıcı haksız eyleminin varlığı söz konusu ise; haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin hükümler, kıyasen akde aykırı hareketlere de uygulanır.
(818 s. BK. m. 98/2)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 4.4.1996 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.4.1997 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Davacı.; davalı yükleniciden B Blok 6 numaralı bağımsız bölümü harici senetle satın aldığını, ancak bu dairenin sonradan üçüncü bir kişiye yüklenici tarafından satıldığını duyduğunu,bunun üzerine davalı yüklenicinin B Blok 6 numaralı daire yerine A blok 3 numaralı daireyi kendisine vermeyi taahhüt ettiğini ancak o dairenin tapusunu da vermediğini iddiayla, öncelikle kendine satılan B blok 6 numaralı dairenin olmaz ise A blok 3 numaralı dairenin adına tescilini bu da olmaz ise kendisine satılan B blok 6 numaralı dairenin dava tarihindeki değerinin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemektir. Mahkeme; davacı dayanağı harici sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle ayın isteğinin reddine, sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle taraflar verdiklerini isteyebileceklerinden 50.000.000 lira harici satış bedelinin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş. Verilen bu kararı davacı vekili temyize getirmiştir.
Harici sözleşme ile davacıya satılan B blok 6 numaralı dairenin davadan önce, tapudan 3. kişiye satılmış olduğu dosyadaki tapu kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu dairenin maliki aleyhine dava açılmış olmadığından 6 numaralı daire hakkındaki tescil isteğinin reddine karar verilmesi doğrudur. Keza, B blok 6 numaralı daire yerine sonradan A blok 3 numaralı dairenin davacıya verilmesinin kararlaştırıldığına dair iddia da kanıtlanamadığından A blok 3 numaralı daire hakkındaki tescil isteğinin reddine karar verilmesi de doğrudur.
Davacı vekilinin tazminat isteğine gelince;
Davalının ticari amaçlı olarak binalar yapıp bunların bağımsız bölümler halinde satışını yaptığı anlaşılmaktadır Davacının da bu yolla davalıdan daire satın aldığı Mahkemece de kabul edildiği üzere satış bedeli olan 50,000,000 lirayı davalıya ödeyerek kendi edimini yerine getirdiği davalının hükmü bu yönden temyize getirmeyip bu hususta çekişme kalmadığı görülmektedir. Davalı kendi arsasına bina inşaa edip daire daire bağımsız bölüm satan kişidir. Bu kişiler halk arasında yap satıcı olarak adlandırılırlar. Satıcı davacıya satmayı söz verdiği, Akid düzenlediği daireyi başka birine tapudan satmış veya büyük menfaat elde etmiştir. Bundan sonra gene bunun yerine başka daire vermeyi önermiş ve oyalama taktiği kullanmış enflasyonik ortamda davacıyı kötü duruma sokmuştur. Olayı itibariyle davada zararlandırıcı haksız eylemin varlığı söz konusudur. Haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin hükümlerin kıyasen akde aykırı hareketlere de uygulanacağı BK.nun 98/2 maddesi hükmü gereğidir. Bu bakımdan davacının tazminata ilişkin isteğinin dinlenme olanağı bulunduğu halde sadece harici satış bedelinin tahsilme karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesin, 6.000.000 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 25.11.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.