 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1997/377
K. 1997/1598
T. 10.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SATIŞ VAADİ SOZLEŞMESİNE DAYALI TESCİL
KARAR ÖZETİ: Geçerli bir satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmesini temin amacıyla yapıldığı anlaşılan harici yazılı sözleşmenin, sanki geçerli satış vaadini tâdil eden bir sözleşme imiş gibi yanlış yorumlanarak hüküm kurulması doğru değildir.
(818 s. BK. m. 1, 11/2, 213)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.8.1994 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın reddine dair verilen 9.10.1996 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Dava, satış vaadi sözleşmesi uyarınca cebri tescil isteminden ibarettir. Satışa konu olan 7 sayılı parselde, 4 nolu bağımsız bölümün ferağının alıcıya verilmesini temin amacıyla, 29.7.1992 tarihinde satıcı kerim ile alıcı Mustafa arasında yazılı bir sözleşme düzenlenmiştir. Bu sözleşmeye göre satıcı Kerim, iki bağımsız bölüm işyerindeki karısına ait payları Mustafa'ya tapudan ferağ etmiş, bu sözleşmenin son paragrafında satış vaadi sözleşmesi yerine getirilip, satıcı, alıcıya satışa konu olan yerin kat irtifakı kurulduktan sonra Mustafa'ya verildiğinden, önceden Mustafa'ya verilen işyerleri tapularının Kerim'e iade edileceği yazılıp kabul edildiğine göre, öncelikle satış vaadi sözleşmesi geçerliliğini koruduğundan, bu sözleşmeye göre Mustafa'ya bağımsız bölümün ferağı için şartlar oluşmuş bulunduğundan, bu sözleşme tarafına ifa olanağı verir. 29.7.1992 günlü harici sözleşmeye göre Mustafa'ya teminat olarak verilen bağımsız bölümlerin tapusunun malike veya Kerim'e iadesi gündeme gelecektir. Bu yönleri ile geçerli bir sözleşmeyi tâdil eden bir sözleşmeden ziyade, onun yerine getirilmesini temin amacıyla düzenlenmiş yazılı ikinci sözleşme olan 29.7.1992 tarihli akti böyle yorumlamak gerekir.
Mahkemenin sözleşmeye yanlış anlam vererek hüküm kurması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 10.3.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.