 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1997/345
K. 1997/1596
T. 10.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
MERA OLARAK SINIRLANDIRMA
HUSUMETİN YENİ MALİKLERE YÖNELTİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Hazine tarafından, mera iddiasıyla gerçek kişiler aleyhine açılan tapu iptali ve sınırlandırma davası sırasında, çekişmeli tapunun üçüncü kişilere ferağ edilmesi halinde; husumet yeni maliklere yöneltilerek, tapu iptali ve sınırlandırmaya ilişkin davaya devam edilmesi gerekir. Mera iddiasıyla açılan bu gibi davalarda HUMK.nun 186. maddesinin uygulama yeri yoktur.
(1086 s. HUMK. m. 186)
(3402 s. Kadastro K. m. 16/B)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.2.1976 gününde verilen dilekçe ile mer'a iddiasına davalı tapu iptali ve sınırlandırma ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.11.1995 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi dahili davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Dava, önce belediye tarafından açılmış mer'alık nedeniyle tapu iptali ve sınırlandırma isteminden ibaret iken, sonradan Hazinenin davacı yanında müdahalesi ve asli davacı olması nedeniyle mer'alık nedeniyle tapu iptali ve sınırlandırma isteminden ibarettir.
Nizalı taşınmaz, 2613 sayılı Yasaya göre işleme tabi tutulmuştur. 18 dönüm iken, 10.300 m2'si istimlak edilerek, Karayollarına geçtikten sonra, 8080 m2 arazi 132334 m2'ye çıkartılarak özel şahıslara yazılmış, özel şahıslar arasında vaki bir davada 61.251 m2'lik kesim şahıslar arasında çekişme konusu olmayıp, 70.082 m kesimi bu davaya konu olduğundan, belediye bu 70.082m2 kısmın mer'a olduğundan sınırlandırma isterken taşınmaz malikleri tarafından S...... satıldığından davacı belediye davasını HUMK.nun 186. maddesi uyarınca tazminata dönüştürerek satıcılar üzerinde davaya devam olunarak tazminatın, tahsilini istemiştir. İşte bu sırada Hazine, davaya müdahale ederek, 132.334 m2 yerin tamamının mer'a olduğunu iddia ederek sınırlandırma istemiştir. Fakat dava, Ziya ve Mustafa'ya yönelik olarak açıldığından o kişilere dava yöneltilmiştir. Oysa ki, bu kişiler taşınmazı ferağ ettiklerinden ve iddia da meralık olduğuna göre, böyle davalarda yeni maliklere dava yöneltilir ve tapu iptali ile sınırlandırmaya dair davaya devam edilir. Yoksa, eski maliklere parasal yönde tazminat isteğinde karar kılınarak dava tazminata yönlendirilemez. Çünkü, taşınmazın vasfı mer'a olduğundan o kaide burada uygulanamaz.
Şu duruma göre Hazinenin açtığı dava mer'alık iddiasına yönelik bulunduğudur. 1313 tarihli eski Türkçe yazılı tapu kaydı, bir bilirkişice çözülerek okutturulmalı, sınırların ne olduğu tespit ettirilmeli, Karayollarının getirtilen istimlak haritası üzerinde durulmalı, 8 dönümlük bir tapunun sınırında değişkenlik arzeden yolda bulunduğu mahalli bilirkişilerce açıklamalarda gözetilmek, civar taşınmazlara ait revizyon gören taşınmazlardan yararlanılarak nizalı taşınmazın niteliği mer'a olup olmadığı kesinlikle tespit ettirilmek, bunun için uzman bilirkişiden rapor alınmak toprak yapısı ve karakteri itibariyle mer'adan sürmek suretiyle kazanılmış yerlerden olup olmadığı üzerinde durulmalı 8080 m2'lik tapunun nasıl olarak 132.334 m2'ye çıkartıldığı araştırılmadan noksan inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Harçlar kanununun 13/J maddesi uyarınca harca yer olmadığına, 10.3.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.