 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1997/2957
K:1997/4945
T:24.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.1.1996 ve 13.2.1996 gününde verilen dilekçeler ile ferağa icbar nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine dair verilen 24.12.1996 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı (karşı davacı) Erbabı B... tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.6.1997 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı (K.davacı) Erbabı Bayındır ile karşı taraftan Hazine vekili Av. Armağan örücü geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dosya kapsamına, toplanan kanıtlara göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir Tapuda şerh edilmiş satış vaadi sözleşmelerinde şerh, Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca beş yıl süre ile geçerlidir. Fakat, ilgilisince idari yoldan şerhin terkini için talepte bulunulmadığı ve terkin harcı karşılanmadığı için beş
yıllık sürenin dolmasına rağmen tapudaki satış vaadi şerhinin terkin edilmediği anlaşılmaktadır. Söz konusu satış vaadi şerhi beş yıllık süre geçmesine rağmen terkin edilmemekle birlikte
hukuki etkisini kendiliğinden kaybeder ise de; taşınmazı tapudan iktisap edenlerin bu iktisaplarında satış vaadi sözleşmesini boşa çıkartmak amacıyla danışıklı olarak iktisapta
bulunduklarının kanıtlanması halinde satış vaadi sözleşmesinden bunlara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Bu itibarla, toplanan delillere, tapuda çok kısa aralıklarla yapılan satışlara nazaran temyiz eden davalının satış vaadi sözleşmesinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki; davalı, satış vaadi borçluları dışında Zekiye D... ve Yüksel D... isimli kişilerin paylarını da tapudan iktisap etmiştir. Davalının, satış vaadi sözleşmesinin konusu dışında kalan bu payları yönünden iptal kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan; yasal 5 yıllık süre dolduğundan satış vaadi şerhinin kaldırılması yönündeki karşılık davanın bu yönden kabulü gerekirken karşılık davanın bu kısmıyla ilgili red kararı verilmesi de doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine,
6.000.000 lira duruşma vekalet ücretinin davacı (karşı davalı) dan alınarak davalı (karşı davacı) Erbabı B... verilmesine, 24.6.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.