 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1997/1890
K. 1997/2955
T. 11.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GAYRİMENKUL MÜLKİYETİNİN NAKLİ
KARAR ÖZETİ: Gayrimenkule ilişkin şahsi hakkın, mülkiyet hakkına dönüşmesinden sonra, mülkiyeti nakleden akitler resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.
(743 s. MK. m. 634)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 8.9.1993 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı Hazine ve Köy Muhtarlığı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne dair verilen 19.12.1996 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar Mehmet vekili ile Ramazan vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Nizalı taşınmazın kadastrodan önceki durumu tapusuz zilyet olunan bir taşınmazdır. Tapulama gelince nizalı taşınmazı zilyedi adına yazar. Tesbit yapıldıktan sonra 3.3.1978'den 3.4.1978'e kadar tesbite dair karar askı ilanına çıkar. Hazinenin vaki itirazı üzerine inceleme yapan komisyon, itirazı reddedince süresinde 24.10.1979 tarihinde Hazine dava açar. 18.9.1990 tarihinde de Hazine davasından vazgeçtiğinden taşınmaz, adına tesbit yapılan kişiye tapulanır. Sonra da malik ölür. İste bunu müteakiben davacı kocası bulunan malikin 7.1.1989 tarihinde kendisine sattığından bahisle, taşınmazın adına tescilini talep eder.
3.3.1978 tarihinden 3.4.1978 tarihine kadar askı ilanında kalan tesbit ve tahdide sadece Hazine itiraz ettiğinden, tesbit ve tahdit Hazine dışındaki kişiler bakımından kesinleşir. Nizalı taşınmazın mülkiyeti artık muris İsmail'e geçmiştir. Sadece ihtilaf, Hazine ile İsmail arasında kalmıştır. Hazinenin davadan vazgeçtiğinden, muris İsmail artık malik olmuştur ve onun mülkiyet hakkı Hazine dışındaki kişilere karşı 3.4.1978 tarihinde geçerlidir. Artık İsmail'in şahsi hakkı mülkiyet hakkına dönüşmüştür. Medeni Kanunun 634. maddesi uyarınca mülkiyeti nakleden akitler de resmi şekilde olmadıkça geçerli bulunmayacağından, malik İsmail'in sağlığında yapmış olduğu devir işlemi alelade yazılı bir belgeye dayandığından, davacıya tescil imkanı vermez. Davacı ve davalılar arasında Medeni Kanunun 612. maddesinden doğan bir münasebet de yoktur. Çünkü, İsmail sağlığında sözleşme yapmıştır. Bunlar gözetilmeden kabul kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.4.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.