 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/87
Karar No : 1996/227
Tarih : 25.01.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.05.1990 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali tescil davasının reddine alacak davasının kabulüne dair verilen 22.12.1994 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteminden ibarettir. Dava dilekçesine göre Necmettin ve Bülent'in yüklenici olarak yaptıkları binadan davacıya 4 numaralı bağımsız daireyi haricen sattıkları bedelini Necmettin ve Bülent'in aldığını binanı yapımının bittiğini kendisinden mal kaçırmak amacıyla 4 numaralı bağımsız bölümün tapusunun muvazaalı olarak Necmettin karısı Emine'ye intikal ettirildiği ileri sürülerek harici alıma ve muvaazaya dayalı tapu iptali ve tescil istemiştir. Bu durumda önce Necmettin ve Bülent'in arsa sahibinden kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yüklenici olarak mı bina yapımına başladıklarının açıklık kazanması gerekir. Necmettin ve Bülent müteahhit olarak kendilerine düşen bağımsız bölümlerden nizalı olanı bedeli karşılığında davacıya sattıklarına göre davada 1987/2 ve 1988/2 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararlarını uygulama olanağının bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalıdır. Necmettin ve Bülent'in adi ortaklık kurarak inşaatı yaptıkları iddia edilmştir. Adi ortaklıkta iştirak hali hükümleri uygulanır. Eğer Necmettin idareci ortak olarak 4 numaralı daireyi davacıya sattıktan sonra binanın bitimini müteakkip bu daireyi karısı Emine'ye intikal ettirirse, hayatın olağan akışına ve halin icabına göre böyle bir intikalin danışık olduğunun kabulü esastır. Bunun böyle olmadığının Emine ve müteahhitler tarafından ispatı gerekir. O halde davalıların ve davacının bu yöndeki delillerinin incelenmesi gerekir. Ayrıca Emine'nin arsa sahibi olup olmadığı da belli değildir. Bina yapımının önceki arsa sahibinin kim olduğu, yüklenicilerle yapılan bir eser sözleşmesinin bulunup bulunmadığı da dikkate alınmalıdır.
Dosyanın incelenmesinde bu yönlerin eksik bırakıldığı görülmüş, kararın sağlanması yapılamamıştır. Eksik inceleme araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Bu sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatıranlara iadesine, 25.01.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.