 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/8419
Karar No : 1997/3011
Tarih : 14.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil veya tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 10.9.1996 gün ve 1996/1925-5119 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, arsa sahibi ile yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan dükkanlardan birini önce yazılı bir sözleşme ile dava devam ederkende noterden yapılan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, tescil olmazsa tazminat istemiştir. Mahkeme sözleşme geçerli bulunmadığından tescil davasının reddine, tazminat ile ilgili isteğinde davacıya verdiği bedelin tahsili şeklinde yükleniciyi yükümlü tutarak hüküm kurmuş, bu karar alıcı tarafından temyiz edilmesine rağmen Dairemizce onanmıştır. Onama kararının düzeltilmesi istenmiştir.
Arsa sahibleri ile yüklenici arasında yapılan inşaat sözleşmesi noterden resmi şekilde düzenlenmiştir. Böyle bir sözleşmede yüklenici edimlerini yerine getirir ise inşaat sırasında B.K.162. maddesi uyarınca hakkını temlik ederse alıcılar inşaat bitimin müteakip yüklenici yerine geçerek arsa sahiplerinden nizalı bağımsız bölümün adlarına tescilini isteyebilirler. Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşme noterden düzenlenmiştir. Şu hali ile geçerlidir. Bu sözleşmece göre yüklenicinin edimlerini ne kadar yerine getirdiği hakkında dosyada katı, açık bir bilgi yoktur. Yükleniciden alan bazı kişilerin açmış olduğu davalar sonucunda bilirkişiler değişik bitirme oranları ileri sürmüşlerdir, örneğin dosya içerisinde mevcut Dairemiz'den bozulan bir kararda sözleşmeye göre noksan kalan işlerin 8,30 yapılan işlerinde 91,70 olduğu, yüzde itibari ile bildirildiğine göre bu inşaatın halen yapımı süren bir inşaat olduğu, yükleniciden alan her malikin açmış olduğu davalarda ki bilirkişilerin vermiş oldukları değişik raporların keşif tarihi itibariyle ayrı ayrı donelere dayanmalarından ileri geldiği kanaati hasıl olmuştur. Şu duruma göre bu davada yapım yüzdesi yapılacak bir keşifde alınacak bilirkişi beyanları ile değişik olabilir ve bu değişiklik davacı yararına bulunabilir. O zaman davacının B.K.162. maddesinde yararlanma olanağı belirlenebilir. Bu yön davacı lehinedir. Hal böyle olunca Mahkemenin keşif yapmadan vermiş bulunduğu kararın dairemizce onanması, karardan sonra dosyaya konan diğer bağımsız bölümlerle ilgili dava dosyası kararları ile ters bir durum doğurmaktadır. Bu yön bir tashihi karar sebebidir. O halde mahallinde keşif yapılarak nizalı taşınmazın yüklenici ve ondan daire alanlar tarafından yüzde olarak ne kadarını sözleşmeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulup, yüklenicinin arsa sahiplerinden edim isteme olanağının doğup doğmadığı ve sonrada yükleniciden B.K.162.maddesi uyarınca onun hakkını temellük eden kişilerin dava hakları oluşup oluşmadığı münakaşa edilerek bir karar verilmelidir. Arsa sahipleri olarak anne görünen Nazmiye H... 'nun hasım gösterilerek hakkında dava açılmadığı anlaşılmıştır. Oysa ki, Nazmiye hanım halen tapu maliki olarak görünmektedir. Gerçi inşaat sözleşmesinde ona daire değilde para verilmesi, nizama bağlanmış ise de halen tapu maliki olduğuna göre davalı safhında yer alması gerekir. Onun mecburi dava arkadaşlığı dolayısıyla dilekçe ile davaya dahil edilmesi gerekir. Ayrıca davacının açtığından bahsetti tarafının kim olduğu henüz belli olmayan Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin tazminata ilişkin 1993/639 esas 1996/8419 sayılı dosyası incelenmeli, davaya etkisi üzerinde durulmalı ve elde edilecek deliller değerlendirilerek bir sonuca ulaşılmalıdır. Böylece düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 10.9.1996 tarih 1996/1925 E. -5119 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, gereksiz alınan karar düzeltme onama harcının istek halinde yatırana iadesine, 14.4.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.