 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/8025
Karar No : 1997/8504
Tarih : 27.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI TESCİL
GÖREVLİ MAHKEME
KARAR ÖZETİ: Düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tescil davalarında mahkemenin görevi; sözleşmede yazılı ve tarafların serbest iradeleri ile kabul ettikleri satış bedeline göre belirlenir.
(1086 s. HUMK. m.1,2)
(Y.HGK. Kararı - 14.2.1996 gün ve 1995/14-963 E. 1996/69 K. s.)
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 1.2.1994 gününde verilen dilekçe ile satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 15.5.1997 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, gayrimenkul satış vaadine dayalı cebri tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece; tarafların serbestçe saptayıp sözleşmede gösterdikleri bedele itibar edilmeyerek, çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen dava tarihindeki değerine göre görevsizlik kararı verilmiş, hükmü davacı taraf temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun "..., Mülkiyeti geçirim borcu doğuran sözleşmelere, özellikle satım sözleşmesine dayanarak açılan bir cebri tescil davasının nedenini, bu sözleşme teşkil ettiğinden, mahkemenin görevini de, bu satım sözleşmesinde taraflarca saptanan satış bedeli belirleyecektir. Nitekim, uygulamada bu güne deyin alım-satıma dayalı bu tür davalarda görevi taraflarca kararlaştırılan bedelin tayin edeceği ilkesi, hemen hiç sapma göstermeden tatbik edilmiştir.
Türk Hukuk öğretisindeki baskın görüşe göre; gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, bir tarafa veya iki tarafa o taşınmazın satış akdinin yapılmasını istemek hakkı sağlayan bir ön akittir ve eğer satış vaadi alacaklısı bu hakkını kullandığı halde satıcı taraf, satış sözleşmesini yapmaktan kaçınırsa bu hal alıcıya mahkemeye başvurarak cebri tescil isteme hakkı verir. Geçerliliğini koruyan bir satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan cebri tescil davasında; taşınmazın bedeli, akit tarafların serbest iradeleri ile tayin ve tesbit edilmiş durumdadır. Vaad borçlusu satıcı da kararlaştırılan bu bedel karşılığında mülkiyeti alıcıya geçirme yükümlülüğü altına girmiştir. Taraflar sözleşmenin belirlediği koşullarla bağlı bulunduklarından ve ancak bu koşullarla sözleşmenin yerine getirilmesini isteyebilecekleri cihetle görevi de, yukarıda açıklanan ilke uyarınca bu bedele göre saptamak gerekir. Bir başka anlatımla, tarafların sözleşme ile bağlı bulunduğu hallerde, görevli mahkemenin belirlenmesi bakımından başka bir esas kabul edilemez. Davacıdan peşin harç alırken, yargılama gideri ve avukatlık parası yükletilirken bir taraftan sözleşme ile kararlaştırılan bedeli esas almak bir taraftan da, diğer davalarda olduğu gibi dava günündeki değeri aramak, buna göre görevli mahkemeyi belirlemek ve sonunda tarafları yine sözleşme koşulları ile bağlı tutmak, birbiri ile bağdaşan değerlendirmeler olarak kabul edilemez. Şüphesiz dava olunanın, miktar veya değerinde tarafların anlaşamamaları halinde değerin araştırılması ve görevli mahkemenin buna öre saptanması mümkündür. Yoksa dosyadaki sözleşmede tarafları bağlayan miktar ya da değer varsa artık ayrıca mahkemece, araştırılmasına ve görevi belirlemeye gerek yoktur." diyen 14.2.1996 gün ve 1995/14-963 E, 1996/69 K. sayılı kararında da vurgulanıp kabul edildiği üzere; satış vaadi sözleşmelerine dayanılarak açılan tescil davalarında görevin sözleşmede tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri bedele göre tayin edilmesi gerekir.
Eldeki davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesindeki bedel yüz milyon liradan azdır. Bu sebeple davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması doğrudur. Sözleşmeye göre tescil istendiğinden Mahkemenin davaya devamla bir karar vermesi gerekirken görevsizliğe karar vermesi doğru görülmediğinden hükmün 'bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda yüz ılı nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 27.11.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.