 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1996/3362
K. 1996/6943
T. 5.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
İMAR KANUNUNUN 18. MADDESİ
KARAR ÖZETİ : İmar uygulaması sonucu aynı parselde Hazine ile birlikte hissedar kılınan ve muhtesatın maliki bulunan davacı, ancak ortaklığın giderilmesi yoluyla Hazine hissesini mülk edinebilir.
(3194 s. İmar K. m. 18/9)
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29.8.1994 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.1.1996 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili, duruşmasız incelenmesi de davacılar vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar İncelenerek, gereği düşünüldü:
313 sayılı parsel üzerine 44 adet villa yapılır. Bu parsel üzerine villalar inşa edilirken sınır tecavüzleri yapılarak, bitişikteki Hazine arazisine taşkın şekilde bina vücuda getirilir. Sonunda, imar uygulaması yapılır ve 44 adet müstakil parselde Hazine arazisine tecavüzlü kısımlardan dolayı Hazine ile malik İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca hissedar kılınarak işlem yapılınca, bina sahipleri Medeni Kanunun 650. maddesi uyarınca bina bedelinin arsa bedelinden ve dolayısıyla Hazineye tefrik edilen pay bedelinden fazla olduğunu iddiayla bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Mahkeme, davayı kabul etmiş; hükmü, taraf vekilleri temyize getirmişlerdir.
İmar Kanununun 18. maddesinin 9. fıkrasına göre, düzenleme sırasında plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülemeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya bir kaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur. Davacı, imar uygulaması sonunda Hazine ile parselde hisseli kılınmıştır. Muhdesat, davacıya ait bulunmaktadır. Davacı, Hazine hissesini mülk edinmek istemektedir. Bu imkana ortaklığın giderilmesi davası ile ulaşabilir. Medeni Kanunun 650. maddesinin olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Mahkemenin, bunları gözetmeden davanın kabulüne karar vermesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle her iki taraf vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), kendisini duruşmada vekille temsil ettiren Hazine yararına hükmedilen 750.000.- TL. duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Hazineye ödenmesine, 5.11.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.