 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1995/8740
K. 1996/1638
T. 12.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
KARAR ÖZETİ: Sonradan kat mülkiyeti kurulan taşınmazdan, henüz inşaat halindeyken davacının sözleşme ile üç daire satın aldığı, toplam bedelin iki daireye tekabül eden kısmının ödendiği anlaşıldığına göre; davacı, iki dairenin tescilini istemek hakkını kazanmıştır. Davanın üç daire için kabulü ise; ancak davacı bedelin tamamını ödediğini ispat ettiği, ya da bakiye bedeli yatırdığı takdirde mümkündür.
(818 s. BK. m. 1, 68, 182)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 1.8.1994 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.6.1995 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı; yapılmakta olan inşaattan sözleşme ile aldığı dairelerin bedellerini ödediğini, sonradan davalının kat mülkiyetine geçtiğini, buna rağmen tescile de razı olmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiş; davalı, davanın reddini savunmuş;mahkeme, davayı kabul edip tescile karar vermiş; hükmü, davalı satıcı temyize getirmiştir.
Davacı, sözleşmeye göre yapılmakta olan inşaattan 600 milyon liraya dair aldığını ileri sürmüştür. Davalının sözleşmenin feshine dair noterden çekmiş bulunduğunu fesihnamede, taksitlerden 186 milyon lirayı ve birde 250 milyon lira değerinde Mercedes araba aldığına dair kabulü bulunmaktadır. Davacı ise, 600 milyon liranın tamamını ödediğini iddia etmektedir. Taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin incelenmesinde, alıcının satıcıya bono verdiği, fakat bonoların vade tarihleri bedelleri, keşide tarihlerinin yazılı belgelere geçmediği görülmüştür. Bonoların bakiye bedel için verildiği hakkında kesin bir delil yoktur. Uç adet bononun verildiği belirtilmiş, diğerleri hakkında bir açıklığa varılamamıştır. Davalının kendisini bağlayan noterden gönderdiği beyanında, 436 milyon liranın bono ve otomobil bedeli olarak ödendiği anlaşılmaktadır. Bu miktar davalıyı bağlar. Davacı üç daireyi 600 milyon liraya aldığını ileri sürmektedir. Davalı da 436 milyon lira para aldığını kabul etmiş bulunmaktadır. Bakiye 164 milyon lira davacının edim borcu kalmaktadır. Bu bedelin davacı tarafından ödendiğinin kanıtlanması halinde davanın 3 daire için kabulü gerekir. Bunun kanıtlanamaması halinde davacı üç daireden ikisinin bedelini yatırmış olduğundan bakiye bedeli davacı yatırdığı takdirde üç dairenin tescilini isteme hakkını kazanır, yatırmaz ise yatırmış olduğu 436 milyon liraya tekabül eden dairelerin davacı adına tescili gerekeceği üzerinde durulmadan davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç Yukarıda yazılı sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine 750.000 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 12.3.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.