 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/4312
Karar no : 1995/5529
Tarih : 04.07.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.7.1994 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.11.1994 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava satış vaadi sözleşmesi uyarınca cebri tescil isteminden ibarettir. Davalı dava dilekçesinde satıcının 7/24 payı gözüküyorsada payının 140/480'e tekabül ettiği 140/480 payından 36/480'nin kendi dairesine ait olduğunu ileri sürerek bu payla bağlantılı olarak tescil istemiştir.
Satış vaadi sözleşmlerinde bağımsız bölüme düşen arsa payı oranının açıkça gösterilmemiş olması bu sözleşmenin geçerliliğine engel değildir Satış vaadi sözleşmelerinde bağımsız bölümden bahsedilmesi halinde bağımsız bölüme düşen arsa payının belirlenmesi mümkündür. 1978/3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bağımsız bölümün değeri ile bütün binnaın değeri orantılı olarak Kat Mülkiyeti Kanunun 3. maddenin 2. bendi gereğince arsa payı belli edilmek gerekir. O nedenle bağımsız bölüm satış vaadi sözleşmesi başlangıçta arsa payı gösterilerek veya gösterilmeksizin de yapılabilir. B.K. 81 maddesinde nazara itibare alınarak bakiye bedelin davalı tarafından ödenmesi veya depo edilmesi halinden sonra bilirkişi incelemesi yaptırılıp bağımsız bölüme düşen arsa payı oranı belirlenerek davanın kabulü gerekirken bunlar yapılmadan veicrada uygama olanağı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlere tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.