 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1993/174
K. 1993/7292
T. 4.10.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
BORÇ SÖZLEŞMESİNİN TEMİNATI
KARAR ÖZETİ Taraflar arasında dayanak satış vaadi sözleşmesiyle aynı günde aktedilen düzenleme borç sözleşmesinden, satış vaadi sözleşmesine atıfta bulunularak, borcun ödenmesi halinde, alacaklının satış vaadi sözleşmesinde yazılı haklarını ileri süremeyeceğinin yani tescil isteyemeyeceğinin kararlaştırılmış olduğu anlaşılmakla; artık ortada geçerli bir satış vaadi sözleşmesi bulunduğundan sözedilemez ve satış vaadinin yalnızca borcun teminatı olarak yapıldığının kabulü gerekir.
(818 s. BK. m. 1, 11, 18, 213)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.9.1990 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.9.1992 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içensindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayanarak tescil istemiş, davalı sözleşmenin borcun teminatı olarak düzenlendiğini, aslında ortada bir satış vaadi sözleşmesinin bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Gerçekten taraflar 4.7.1989 tarih ve 1454 sayılı satış vaadi sözleşmesini yaptıktan sonra aynı gün yine noterde bir sonraki 1455 sayılı düzenleme şeklinde borç sözleşmesi akdetmişler ve bunda satış vaadi sözleşmesine atıfta bulunarak sadece borçlunun borcunu ödemesi halinde alacaklı, alıcının satış vaadi sözleşmesindeki haklarını ileri süremeyeceği yani tescil isteyemeyeceğini hükme bağlamışlardır. Açıklanan durum gözönünde tutulduğunda taraflar arasında geçerli bir satış vaadi sözleşmesi bulunduğundan sözetmeye o1anak bulunmamaktadır. Sözleşmenin,borcun teminatı olarak yapıldığı açıktır. Bu nedenlerle ,davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde ve satış vaadi sözleşmesinin borç sözleşmesine karşı teminat niteliğinde yapıldığını gösterir delil elde edilemediği gerekçesi ile davanın kabulü doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açılanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) , temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine , 4.10.1993 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.